Dr. Osman MüftüoğluProf. Dr. Osman Müftüoğlu göbek eritme konusunda bu yazıyı alıntılıyor.Göbek ve bel çevresinde biriken yağlar çoğu zaman metabolik bir soruna işaret eder. Bu kişilerin çoğunda insülin direnci sorunu vardır.
Az bir kısmında ise tiroid hormonlarının yetersizliği ya da böbrek üstü hormonlarının fazlalığı (Hipotiroidi veya Kuşing hastalığı) vardır. Çok daha seyrek olarak testosteron seviyesinin azalmasıyla birlikte antropoz dönemine girmiş erkeklerde de çevresi genişlemesi ortaya çıkabiliyor.
Özellikle son yıllarda göbeklenme ile karakterli kilo almaya erkekler kadar kadınlarda da rastlanıyor. Bunun başlıca nedeni glisemik yükü fazla yiyeceklerin eskisinden daha çok tüketilmesi. Ayrıca alkol kullanımın yaygınlaşması ve hareketsizlik de önemli faktörler.
Şekerli yiyecekler ve aşırı beyaz ekmek tüketimi arttıkça da göbek çevresi genişler. Şekerli meşrubatların (1 kutu kolalı içecekte 8-10 kesme şekere eşdeğer şeker olabiliyor) eskiye göre çok daha fazla içilmesi de ciddi bir faktördür. Cips, gofret ve benzeri atıştırmalar, ayaküstü yenen yiyeceklerin çoğu, özellikle fast food menüler sorunu patlama noktasına taşımıştır. Yiyecek listesinde beyaz pirinç, börek, çörek, kurabiye, patlamış mısır ve patates kızartmasının oranı arttıkça göbek bağlayan insanların sayısı da artacaktır.
NE YAPMALI?
Göbek çevresinde biriken yağları eritmenin yolu öncelikle sorunun arkasında yatan insülin direnci, hipotirodi, Kuşing hastalığı gibi sağlık problemlerini çözmekten geçiyor. Ayrıca beslenme yanlışlarından vazgeçmek de şart. Eğer göbeklenme sorununa veda etmek istiyorsanız bol bol sebze yemeye, tam tahıllar ve bakliyatlardan daha çok yararlanmaya, yağsız kırmızı et, beyaz et, yağsız süt ve süt ürünleri ağırlıklı bir beslenme planı oluşturmaya çalışın. Pasta, kek, kurabiye ve benzeri hamur işlerinden, yağlı ve unlu ürünlerden (börek, poğaça, açma), hazır paketlenmiş atıştırmalıklardan (grisini, cips, gofret), çok tatlı meyvelerden ve konsantre meyve sularından, meşrubatlardan, krema, mayonez, kaymak ve benzeri yağlı yiyeceklerden, alkolden kesinlikle uzak durun. Hayatınıza yeniden hareket katmayı, her gün ortalama 8-10 bin adım atmayı unutmayın...
Beslenme konusu abartılıyor mu?
Son günlerde neredeyse televizyonların bütün kanallarında tam bir bilgi karmaşası yaşanıyor. Konu beslenme-bağışıklık sistemi ilişkisi. Doğru beslenmenin bağışıklık sistemini güçlendirmede temel oyunculardan biri olduğu doğru. Bu doğru da öncelikle kötü beslendiğiniz, daha doğrusu yeteri kadar besin temin edemediğiniz durumlar için geçerli. Yani özellikle şu veya bu besini yiyip içerek bağışıklık sistemini 3-5 günde güçlendirivermek sanıldığı kadar kolay bir şey değil.
Narın, domatesin, kefirin, yoğurdun, portakalın ya da kırmızı etin bağışıklık sistemine faydalı olabileceği doğru bir düşüncedir ama herhangi bir besinin bu sistemin şu veya bu oyuncusunu doğrudan etkilediğini gösteren ciddi bir araştırma yoktur. Yapılması gereken sebzeyi, meyveyi, tahılı, bakliyatı ve hayvansal kaynaklı yiyecekleri içecekleri (et, balık, tavuk, yumurta, süt ve süt ürünleri) dengeli bir şekilde tüketmekten ibarettir.
DYT. GÜNEŞ AKSÜS /hürriyet/
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder