31 Ocak 2009 Cumartesi

Sert Kabuklu Yemişler, Kalb Hastalığı Riskini Azaltıyor


Sert Kabuklu Yemişler, Kalb Hastalığı Riskini Azaltıyor

Meyve, sebze ve balıktan zengin bir Akdeniz diyetiyle birlikte bir yıl süreyle her gün bir avuç dolusu sert kabuklu yemiş yemeniz, kalb hastalığı riskinizin azalmasına vesile olabilir. Archives of Internal Medicine'de yayımlanan bir çalışmada, yaşları 55–80 arasında değişen ve çalışmanın başlangıcında kalb hastalığı bulunmayan 1200'den fazla İspanyol, üç gruptan birine dâhil edildi. Düşük yağ grubundakilere sadece diyetlerindeki yağ miktarını azaltmaları için temel tavsiyelerde bulunuldu. İkinci gruptakiler Akdeniz diyetiyle birlikte ek olarak her gün bir avuç dolusu sert kabuklu yemiş tükettiler. Üçüncü gruptaki İspanyollar ise, Akdeniz diyetiyle birlikte ek olarak günde 4 yemek kaşığı zeytinyağı kullandılar. Diyetisyenler Akdeniz diyetinde olan iki gruptaki kişilere yemek pişirmek için zeytinyağı kullanmalarını, meyve, sebze ve balık tüketimini artırmalarını, sığır eti veya işlenmiş et yerine, beyaz et yemelerini ve domates sosunu evde sarımsak, soğan ve şifalı bitkilerle hazırlamalarını tavsiye ettiler. Bir yıl sonra değerlendirme yapıldığında, çalışmanın başlangıcında % 61 olan metabolik sendrom nispetinin sert kabuklu yemiş yiyen grupta % 52'ye, ek zeytinyağı kullanan grupta ise % 57'ye düştüğü görüldü. Düşük yağ grubunda ise, metabolik sendrom nispetinde mânâlı bir değişme yoktu. Metabolik sendrom kalb hastalığı riskinde ciddi artmayı gösterir ve aşağıdaki durumlardan en az üçünün bulunması olarak tarif edilir: Karın çevresinde yağlanma, trigliserit seviyelerinin yüksek olması, HDL (iyi) kolesterol seviyelerinin düşük olması, kan şekerinin yüksek olması ve kan basıncının yüksek olması. Görüldüğü gibi, metabolik sendrom açısından Akdeniz diyetine sert kabuklu yemişlerin eklenmesi, zeytinyağının eklenmesine göre biraz daha faydalıdır.

(InteliHealth 09.12.2008)

Anne sütü mü? Mama mı?

Bebeğinizi nasıl besleyeceğinize önceden karar vermiş olabilirsiniz, inceliklerini kavradıktan sonra, bebeğinizi anne sütü ile en iyi biçimde besleyebilirsiniz. Bebeğinizi mama ile beslemeye kararlı olsanız bile, her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajlarını bilmenizde, başka annelerin bu konudaki görüşlerini değerlendirmenizde yarar var. Kararınız sizi, eşinizi ve bebeğinizi yıllarca etkileyecektir.

"Anne sütünün bebeğim için en ideal besin olduğunu biliyordum. Bebeğin anne sütünü daha iyi sindirdiğini, üstelik ona gerekli tüm besleyici öğelerin anne sütünde bulunduğunu söyleyebilirim."

Anne sütünde bebeğinizin bağışıklık sistemi tam olarak gelişene dek gerekli olan, hastalıklara karşı savunucu maddeler vardır. Ayrıca bazı alerjilere karşı da koruyucudur. Yapay mamalar bunları sağlamaz.

"Bebeğim her istediğinde sütümün, steril ve uygun ısıda hazır olması büyük bir kolaylıktır."

"Meme verirken anlatılamaz bir mutluluk duyuyorum. Bebeğimle böylesine yakın olmak, küçük eliyle bana dokunması, minik yüzünün göğsüme yaslandığını hissetmek bana büyük zevk veriyor."

"Sütümü emzirmem ağladığında onu yatıştırmak için en iyi yol. Aç olmasa da yalnızca emmenin verdiği rahatlık ona yetiyor."

"Doktorum, vücudumun gebelik öncesi durumuna bu kadar çabuk kavuşmasında emzirmemin de yaran olduğunu söyledi. Bunu duyunca bebeğime anne sütü vermekle ne iyi ettiğimi bir kez daha anladım."

Emzirmek ilk haftalarda daha çok zaman alır, çünkü anne sütü emen bebekler daha sık beslenmek ister ve gerekli sütü aldıktan sonra bile emmeyi sürdürürler. Gerçekte emme, bebek için bir gereksinimdir; beslenmenin ötesinde bir doyum sağlar. Öte yandan, biberonu steril hale getirip mama hazırlamak da zaman alır. Aylar geçtikçe biberonda mama hazırlamak size daha da zor gelecektir. Oysa bebek büyüdükçe emzirilmesi kolaylaşır.

"Memelerim küçük olduğu için emziremeyeceğimi sanırdım. Hiç de öyle olmadı. Bol sütüm geldi, bebeğim ise memelerimin küçüklüğüne hiç aldırmadı."

Yolculukta da anne sütü emzirmek daha kolaydır. Biberonu ısıtma, mamayı saklama derdi yoktur.

"Emzirmeyle ilgili sevmediğim tek şey geceleri süt vermemdi. Memeden elle süt boşaltıp hazır bulundurmaktan hoşlanmadığım için gece kalkmak hep bana düşüyordu. Ancak bu da yalnızca birkaç hafta sürdü."

"Kocamın bebeği ne kadar istekle beslediğini görünce mama ile besleme karanmın doğru olduğunu anladım. Böylece bebekle babası arasında sıcak bir ilişki kurulması kolaylaştı."

"Biberonla bebeğimin ne kadar süt aldığını görebiliyorum. Bu da beni rahatlatıyor."

Yorgunluk, hastalık ve stres anne sütünü azaltabilir, mamayla beslenen bebek ise bunlardan etkilenmez.

Biberonla beslerken bebeğinizin iştahına güvenmeyip onu gereğinden fazla besleyebilirsiniz. Bu ise bebeğinizde aşırı kilolara neden olabilir.

Biberonla beslenen bebekte ishale ve kusmaya yol açan mikropları kapma riski daha yüksektir.

Doğum sonrası Jimnastik

Bu forma girme programı sadece anneler ve yenidoğan bebekleri için. Bu program sayesinde hem siz doğumdan önceki formunuza kavuşacaksınız, hem de bebeğiniz sizinle girdiği bu yakın ilişkiden ötürü mutlu olacak; algısı ve vücudu daha kolay gelişecek.

Doğumunuzdan sonra jimnastik yapmak istiyorsanız, bunu yapmak için temizliği bitirmeyi, küçüğün mamasını hazırlayıp, onu yedirip, yatırmayı beklemenize gerek yok. Bunu beklerseniz, hiçbir zaman uygun zamanı gelmez. Gelse bile siz yorgunluktan kolunuzu kaldıramayacak halde olursunuz. Beklemek yerine, zamanı iyi şekilde değerlendirin ve sevgili bebeğinizle birlikte jimnastik yapmanın tadına varın.

Bu egzersizler sadece anneler ve küçük bebekleri için geçerli. Dokuz aylık hamilelik süresinden sonra, yıpranan ve hareketsiz kalan bütün vücudunuz bu egzersizler sayesinde yeniden çalışmaya başlar. Siz karnınızı sıkılaştırırken ve sırtınızı güçlendirirken, bebeğiniz de hem görsel, hem de bedensel algılamasını geliştirecek. Kollarını ve bacaklarını hareket ettirirken aynı zamanda gözleriyle de sizi izleyecektir. Böylece onunla sadece ona özel, çok yakın bir ilişkiniz olacak. Sonuçta, hem yararlı, hem de harika zaman geçireceksiniz. Üstelik hem oyun ilişkileriniz derinleşecek, hem de bebeğiniz kolaylıkla, dengesini bulacak, kasları gelişecek. Bu programı birçok ay boyunca sürdürürseniz, bebeğinizin sportif yönünün gelişmesine de çok yardımcı olursunuz.

Daha büyük bir çocuğunuz varsa, o da sizinle ve kardeşiyle birlikte bu hareketleri yapabilir. Ancak, egzersizler sırasında onunla konuşun, hareketleri dilediği gibi yapmasına izin verin ve ona dokunun. Böylece kardeşini kıskanmaz, aksine sizinle birlikte bu işi paylaştığı için kendini mutlu hisseder.

Egzersizlere başladığınızda kendinizi zorlamayın ve yavaş yavaş ilerleyin. Unutmayın vücudunuzun tekrar harekete başlamaya alışması gerekiyor. Bu hem eklemleriniz, hem sırtınız, hem de basenleriniz için geçerlidir.

Doğumu izleyen haftalarda, genç anneler kendilerini çok yorgun, neredeyse depresyona girecek kadar yorgun hissederler. Tekrar dinçleşmek için düzenli olarak bir fizik aktivitesi yapmak, vücudu hareket ettirmek en iyi yoldur. Birkaç günün sonunda, hem uyku düzeninizde, hem de iştahınızda bunun etkilerini göreceksiniz. Burada verdiğimiz bütün egzersizlerin en az sekiz kadar tekrarlamanız gerekir, ama eğer isterseniz daha fazlasını da yapabilirsiniz. İyi jimnastikler.


Hassas bölgeleri güçlendirmek için 11 etkili egzersiz


Bu 11 egzersizi doğumdan 6 hafta sonra, haftada en az üç kez olmak üzere istediğiniz sıklıkla yapabilirsiniz. Jimnastik yapacağınız mekanın geniş olmasına dikkat ederek, rahat giysilerinizi giyin ve daha iyi konsantre olmak için bebeğinizle birlikte zevkli dakikalar geçirmeye hazırlanın. Bebeğinizin altının temiz olmasına ve karnının aç olmamasına da özen göstermelisiniz.

1- Karnınızı sertleştirmek için
Sırtüstü yere uzanın ve bacaklarınızı havada üstüste koyun. Bebeğinizi karnınız üzerine oturtun, sırtı oyluklarınız üzerine yerleşsin; aynı zamanda iki elinden tutun. Karnınızı içinize çekin ve aynı anda kasın. Sırtınızın aşağı kısmı yere değmeli. Bu pozisyonda, başınızı ve vücudunuzun üst kısmını kaldırın, bu sırada karnınız ve baseniniz kasılı olmalı. Başlangıçta, kendinizi zorlamayın. Ve kendinize dinlenmek için ara verin. Bu aralarda da, bebeğinizi kollarının altından tutarak, kendinize doğru çekin. Onu kendi kendine kalkmaya alıştırmalısınız. Siz karın kaslarınızı çalıştırırken, o da boyun kaslarını güçlendirecek ve başını daha iyi kontrol etmeyi öğrenecek.

2- Mideyi kaslandırmak
Sırt üstü uzanın, böbreklerinize destek vermesi amacıyla, katlanmış bir havlunun üzerine yatabilirsiniz. Dizlerinizi kırın ve ayaklarınızı sağlam bir şekilde yere basın. Bebeğinizi sırtı oyluklarınıza dayanacak şekilde üzerinize yerleştirin. Bütün basen kaslarını gererek, karnınızı içeri çekin. Yavaşca büstünüzü kaldırın, bu arada da bebeğinizi bir eliniz ile tutun. Öteki elinizi de ters taraftaki dizinizin üzerine doğru uzatın. Bu hareketi en az sekiz kere, kendinizi iyi hissederseniz daha fazla kez tekrarlayın. Kendinize bir ara verdikten sonra, bu kez de öteki tarafınızla aynı hareketleri tekrarlayın. Bu bebeğinizin dengesini bulması için çok iyi bir egzersiz türüdür. Aynı zamanda, sizin karın bölgesi kaslarınızın güçlenmesine yardımcı olacağı gibi, midenizin de gerilmesine yardımcı olacaktır.

3- Mideyi germek
Bebeğiniz sırt üstü uzanmış bir şekilde önünüze alarak, yüz üstü uzanın. Karnınızın alt kısmına havlu koymayı ihmal etmeyin, aksi takdirde, böbreklerinizi zorlayabilirsiniz. Aynı şekilde bebeğinizi de bir havlunun üzerine yatırın. Bu pozisyonda, avuçiçleriniz yere değecek şekilde, kollarınızı uzatarak bebeğinize yaklaşmaya çalışın. Karın kaslarınız kasılmış bir durumda 15 ile 60 saniye arasında bu şekilde kalın. Bebeğiniz sizi kendisine yakın hissetmekten çok memnun olacaktır. Her arada bebeğinizi sevip okşamalısınız.

4- Sırtı ve kalçaları sıkılaştırmak
Her ikinizde aynı pozisyonda uzanın. Düzenli olarak her bacağınızı en az 8 kez kaldırın. Her hareket arasında gevşeyin. Siz bacak kaslarınızı çalıştırırken, bebeğiniz de eğlenecek.

5- Sırtınızı güçlendirin
Aynı pozisyonda yatarken, kollarınızı sırtınızın arkasında birleştirin. Kürek kemiğinizi gerin ve başınızı 6 ile 8 kez kaldırın. Böylece sırtınızın üst bölge kaslarını çalıştırmış oluyorsunuz. Her hareket arasında gevşemeyi unutmayın.

6- Göğüs ve kollarınızı sıkılaştırın
Oturun ve bebeğinizi önünüze alın. Koltuk altlarından öne ve arkaya kaldırın, sonra yukarı kaldırın ve indirin; bunu sekiz kez yapmalısınız. Ancak her harekettten sonra bir ara vermeyi ihmal etmeyin. Bebeğinizin boyununu güçlendirirken aynı zamanda kollarınızı ve göğüsünüzü de kuvvetlendirecek ve sıkılaştıracaksınız.

7- Kol ve göğüsü gerin
Oturur pozisyonda, kollarınızı arkada birleştirin ve kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Bu gerginlikte 15 ile 60 saniye arasında tutun, gevşeyin ve sonra tekrar başlayın.

8- Oylukları sıkılaştırın
Ayakta, oyluklar açılmış, bebeğinizi kollarından tutun. Baseninizi gerin, sonra hafifçe dizlerinizi kırın, büstünüzü öne eğin. Sırtınızı düz ve gergin tutun. Ayaklarınızı düz tutarak ve oyluklarınızın üzerine gerinerek, topuklarınız üzerine inin. Sonra kalkın. Egzersizi 8 kez tekrarlayın, bu arada her seferinde bir durak vermeyi unutmayın.

9- Oylukları gerin
Ayakta, bebeğiniz göğüsünüze yaslanmış şekilde, bir bacağınızı öne çekerek durun. Bu pozisyonda 15 ile 60 sanile arasında kaldıktan sonra ayak değiştirin.

10- Sırtınızı esnetin
Bebeğinizi yeniden önünüze sırtüstü yatırın. Bir kedi gibi sırtınızı yuvarlatarak, kalçalarınızı da topuklarınıza oturtarak yerleşin. Sonra öne doğru kayın, başınız yere doğru olsun. Kollarınızın yardımı ile kendinizi kaldırın ve sonra tekrar sırtınızı eski haline getirin. Hareketi yapabildiğiniz kadar tekrarlayın. Bu hareket bebeğinizi eğlendirecektir. Sizi gözleriyle izlerken hem gülecek ve bunu eğlenceli bir oyun olarak algılayacaktır.

11- Sırtınızı gerin
Sırtınızı tekrar yuvarlak yapın. Bebeğinizi altınızı alın. Sırtınız eğik olarak bu pozisyonda en fazla bir dakika kalın. Bakışlarınızı bebeğinizden ayırmayın.

Gebelik Testleri

Hamile olup olmadığınızı en erken anlamanın yolu gebelik testi yaptırmaktır.

4 günlük döllenmiş yumurta, insan koryon gonadotropini (hCG) denilen bir hormon salgılamaya başlar. Bu hormon vücut suyunda vücudun dokularına yayılır. Başlangıçta kanda bulunabilir, kısa bir süre sonra ise idrarda teşhis edilebilir.

Gebelik testlerinin çoğu, kan örneğinden daha kolay alınan idrar örneği ile yapılır.

hCG nin varlığını tespit etmek için birçok idrar tahlili tipi kullanılır. Çoğu, hCG ile bir hCG antikoru arasındaki bir reaksiyona dayanır. İlk reaksiyonun gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek için ikinci bir reaksiyona ihtiyaç vardır. Bu genellikle bir renk değişimidir.

Bazı kadınlar evde yapılan gebelik testlerini kullanmaktadırlar. Bu test paketleri çoğu eczaneden alınabilir. Çoğu, bir test tübünde idrarla karıştırılan bir solüsyon içerir. Belirli bir süre teste göre değişmek üzere birkaç dakikadan birkaç saate kadar geçtikten sonra, hamileyseniz koyu bir halka oluşur. Bazı markalarda, bir renk değişimi gebeliği belirtir.

Gebelik testini evde yapmaya karar verdiyseniz, talimatları dikkatle izleyin. Ayrıca ister evde ister laborutuvarda yapılsın, günün ilk idrarını kullanırsanız gebelik testi daha doğru olur.

İdrar testlerinin doğruluğu:

Doğrulukları, karmaşık olabilecek talimatları ne kadar iyi izlediğinize çok bağlıdır. İlk kez kullananların ya da deneyimsiz kullanıcıların doğru bir test sonucuna ulaşmaları daha küçük bir olasılıktır ve hiçbir test kusursuz değildir. Ayrıca gebelik testleri, özellikle gebeliğin ilk günlerinde uygulandıklarında, hamile olduğunuz halde olmadığınızı gösterebilirler. Bunun nedeni, gebeliğin ilk zamanlarında hCG düzeylerinin düşük olması ve teşhis edilememesidir. Bu nedenle, herhangi bir gebelik testinin negatif sonuçları, pozitif bir sonuçtan daha az güvenilirdir.

Evde yapılan gebelik testleri tarama testleri olarak kabul edilmelidir. Test sonucu negatifse ama gebelik belirtileri gösteriyorsanız, doktorunuza başvurun. Sonuç pozitifse, onaylaması ve doğum öncesi bakım için doktorunuza gidin.

Hamileyseniz ve adetiniz 4 ila 7 gün geciktiyse, bir klinikte ya da doktorunuzun muayenesinde yapılan idrar testinin sonuçları dörtte üç oranında pozitiftir. Adetiniz 2 hafta geciktiyse, doğruluk oranı yüzde i00e yaklaşır. Evde yapılan gebelik testlerinin sonuçları, adetin gecikmesinden 10 gün sonra yapıldıklarında yüzde 95 oranında doğrudur.

İdrara dayalı gebelik testleri en sık olarak kullanılmaktadır, ama bazı durumlarda, daha kesin olduğu ve hamileliği daha erken teşhis edebildiği için bir kan testi de uygulanabilir. Dış gebelik yumurtanın fallop tüpünde ya da rahim dışında bir yerde gelişmeye başladığı gebelik durumunda, idrara dayalı gebelik testlerinin negatif sonuçlarına karşın, kadında tüm gebelik belirtileri görülebilir. Bunun nedeni, yumurta rahimde olmadığı zaman HCG düzeylerinin yüksek olmamasıdır. Ancak kan testi daha hassastır ve gebeliği teşhis edebilir. Dış gebelik potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durum olduğu için, bu bilgi annenin hayatının kurtulmasına yardımcı olabilir.

Gebelik Öncesi Tetkik ve Muayeneler



İnsanın hayatında verdiği en önemli kararlardan birisi de çocuk sahibi olmak istemesidir. Hayatının herhangi bir döneminde çocuk sahibi olmayı istemeyen kadın yok gibidir. Ancak bu güç karar verildiğinde gebe kalmadan önce hem ruhsal hem de fiziksel olarak hazır olmak gerekir.

İlk doktor ziyaretini hamile kaldıktan sonra yapmak her zaman yeterli olmayabilir. Sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmek, sağlıklı ve rahat bir doğum yapmak ve sağlıklı bir bebeğe sahip olmak için hamile kalmaya karar verdiğinizde doktorunuzla görüşmeniz önemlidir.Doktorunuz hem sizin hem de dünyaya getirmeyi planladığınız bebeğinizin zarar görmesini engellemek için bazı muayene ve tetkikler yapacak size sağlıklı bir hamilelik dönemi için önerilerde bulunacaktır.

Gebelik öncesi muayene

Anne olmaya karar verildiğinde ilk yapılması gereken gebeliği takip etmesi istenilen hekim ile temasa geçmek, randevu almak ve muayeneye gitmektir. Gebelik öncesi muayenenin birtakım amaçları vardır. Sağlık durumu ile ilgili amaçların dışında sizin hamileliğinizi takip etmesini ve doğumunuzda eşlik etmesini arzu ettiğiniz hekiminizi tanımanız ve pozitif diyalog kurmanız açısından da bu ilk ziyaret son derece önemlidir. Doktorunuzla kuracağınız diyalog hamilelik takiplerinin önemli bir detayıdır.

Doktorunuz "ben bebek sahibi olmak istiyorum" diye başvurduğunuzda sizin genel sağlık durumunuz ile ilgili ana hatları çıkartmaya çalışacak ve olası problemleri saptayarak bunları tedavi edecektir.

Muayenenin ilk aşaması görüşmedir. Bu görüşmede doktorunuz ilk önce sizi tanımaya çalışacaktır. Yaşınız, mesleğiniz, kaçıncı evliliğiniz olduğu gibi sizin için önemsiz görünebilecek bazı bilgiler doktorunuza önemli ipuçları verebilir. Bunlardan mesleğiniz özellikle önemlidir. Meslek ile ilgili faktörler genel sağlık durumu dışında hamilelikte de zararlı olabilmektedir.

Doktorunuz daha sonra kalp hastalığı, diyabet, karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı gibi kronik sistemik hastalığınız olup olmadığını sorgular. Bu hastalıkların varlığı hamileliğin size zarar vermesine neden olabileceği gibi bebeğinizin sağlıklı gelişimine engel olabilmesi açısından da önemlidir. Sistemik hastalıklar gözden geçirildikten sonra sıra daha spesifik olan jinekolojik hastalıklara gelir. Myom, yumurtalık kisti, endometriozis gibi hamileliğe engel olabilecek durumların varlığına yönelik ipuçları aranır ya da daha önceden bu tür durumların varlığı tespit edilmiş ise uygulanan tedaviler ve sonuçları ile ilgili bilgi edinilir. Bazı jinekolojik hastalıklar ve enfeksiyonlar hamile kalmada güçlüğe ya da hamile kalındığında düşüklere neden olabildiğinden jinekolojik öykü son derece önemlidir.

Obstetrik öykü olarak adlandırılan ve daha önceden yaşamış olduğunuz hamilelikler ile bunların sonuçları ile ilgili bilgiler de önemli ipuçları verebilir. Eğer daha önce doğum yaptıysanız bebeklerin doğum haftaları, doğum kiloları, doğum şekli, eylem ve doğum sırasında yaşanan özellikler değerlendirilir. Eğer daha önceden tekrarlayan düşükler, sakat ya da ölü doğumlar varsa doktorunuz yeniden hamile kalmanıza izin vermeden önce bunların nedenlerini araştırmak ve gerekiyorsa tedavi etmek isteyecektir.

Bu ilk görüşmede hem anne hem de baba adayının aile geçmişleri sorgulanır, soylarında genetik geçiş gösteren herhangi bir anomali ya da hastalığın olup olmadığı araştırılır. Bu tür bir problem varlığında doktorunuz gebelik öncesi genetik danışmanlık isteyebilir.

Görüşmenin bir başka amacı da anne-baba adayının yaşam ve beslenme alışkanlıklarının ortaya çıkarılmasıdır. Bu alışkanlıklar hamileliğe ve bebeğe zarar verebileceği için mutlaka sorgulanmalıdır.

Düzenli ya da düzensiz kullanılan ilaçlar hekim ile tartışılmalı, bunların gebeliğe ve bebeğe olan etkileri sorgulanmalıdır. Öte yandan alerji varlığı ve hangi maddelere karşı allerjik olunduğu da önemlidir.

Muayene

Öykü alındıktan ve kişinin genel sağlık durumu ile ilgili detaylı bilgi edinildikten sonra sıra muayeneye gelir. Bu jinekolojik muayenede standart muayeneden farklı bir işlem yapılmaz.

Muayenede vajinal ve pelvik enfeksiyonlar araştırılır. Transvajinal ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıkların durumu değerlendirilir. Myom, kist, endometrioma varlığı araştırılır.

Eğer daha önceden yapılmadıysa ya da yapılmış olsa bile üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmiş ise mutlaka smear testi yapılmalıdır.

Muayenenin son aşaması boy,kilo ve tansiyon tespitinin yapılmasıdır.

Laboratuar incelemeleri

Öykü ve muayeneden sonra sıra bunlarla saptanamayan faktörlerin incelenmesi gerekir. Bu inceleme laboratuar yardımıyla yapılır. Bilinenin herhangi bir hastalığı olmayan kişilerde rutin testler istenir. Rutin testler şunlardır:






  • Tam kan sayımı




  • Tam idrar tetkiki




  • Anne ve babanın kan grupları




  • Toksoplazma ile ilgili testler




  • Rubella (kızamıkçık) ile ilgili testler




  • Hepatit B ile ilgili testler




  • Açlık kan şekeri (AK?) bakılması son zamanlarda önerilmemektedir çünkü AK? sadece var olan aşikar diyabeti gösterir. Bunun yerine 50 gram glukoz ile yapılan tarama testi daha önemli bilgiler verebilir.



Bunlar dışında belirli bir yakınma ya da bulgu varsa buna yönelik incelemeler yapılır. Örneğin adet düzensizliği varlığında tiroit ve prolaktin hormonları da dahil olmamak üzere detaylı hormon incelemesi gerekli olabilir. Jinekolojik hastalık dışında bir patoloji saptandığında doktorunuz ilgili branştan konsültasyon isteyecektir.

Öneriler

Tüm incelemeler yapıldıktan ve hamile kalmaya engel bir durum olmadığı gösterildikten ya da var olan patolojiler tedavi edildikten sonra sıra önerilere gelir.

Yapılan tetkiklerde rubella'ya karşı bağışık olmadığınız saptanırsa aşı olmanız gerekir. Ancak bu aşı canlı virüslerden yapıldığı için aşı sonrası 3 ay süreyle hamile kalmamanız ve bu sürenin sonunda bağışıklık gelişip gelişmediğini kontrol ettirmeniz gereklidir.

Eğer diyabet (şeker hastalığı) saptanmış ise kan şeker düzeyinizin mutlaka normal düzeyde tutulması gerekir Yapılan araştırmalar kan şekeri yüksekliğinin hamilelik üzerinde olan olumsuz etkilerinin döllenme olmadan çok daha önce başladığını ortaya koymuştur.

Gebelik ve anne olma heyecanı sağlıklı bir yaşam için mükemmel bir motivasyon aracıdır. Bu kararı veren pek çok kadın alışkanlıklarını kendi isteği ile değiştirmekte, pek çoğunun eşi de ona destek olmak maksadıyla ona uymaktadır. Sonuç daha sağlıklı bireyler ve aile olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sigara: Sigarayı bırakmak için anne olmayı istemekten daha iyi bir sebep olamaz. Sigara kadında yumurta, erkekte sperm sayı ve kalitesini azalttığından gebe kalmada güçlüğe neden olabilir. Sigara içen gebelerin bebekleri düşük doğum ağırlıklı olabilmekte, bu kadınlarda düşük ya da erken doğum daha sık görülmektedir. Yeni yayınlanan bir çalışmada gebelikleri boyunca sigara kullanan kadınlardan doğan erkek çocukların ileriki yaşamlarında suç ve şiddete olan eğilimlerinin artmış olarak bulunması ilginçtir.

Alkol: Benzer şekilde alkol de gebe kalma şansını bir miktar azaltır. Anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde uzun dönemde zeka gerilikleri, öğrenme bozuklukları, davranış bozuklukları görülebilir. Yine yapılan bir çalışmada haftada 1-5 kez alkol kullanan kadınların hiç kullanmayanlara göre daha zor gebe kaldıkları saptanmıştır. Alkol erkekte de sperm sayısı ve kalitesini azaltır.

Stres: İsrail'de yapılan bir araştırmada infertilite tedavisi gören kadınlarda stres gidermek maksadı ile meditasyon yapanlarda gebeliklerin daha kolay elde edildiği sonucuna varılmıştır. En sağlıklı ve kolay stres giderici egzersizdir.

Beslenme: Gebelikte olduğu gibi gebe kalmaya karar verildiğinde de beslenme son derece önemlidir. Suni tatlandırıcılar, kafein gibi pek çok maddenin kullanımı azaltılmalıdır. Kilo fazlalığı varsa bunları vermek için en iyi dönem gebelik öncesidir. Çünkü gebelikte diyet önerilmez. Yaygın kanının aksine beslenme bozukluğu olmayan kişilerde hamile kalmadan önce vitamin takviyesi gerekmez. Bu durumun istisnası folik asittir.

Hamile kalmadan önce B grubu vitaminlerden biri olan folik asit takviyesi faydalı olmaktadır. Günde alınan 400-800 mikrogram folik asit bebekteki merkezi sinir sistemi anomalilerini %50'ye yakın oranda azaltır. Buna karşın folik asidin düşük olasılığını da arttırdığına dair az sayıda araştırma da mevcuttur. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi üreme çağındaki her kadının her gün folik asit almasını önermektedir.

Önemli noktalar

Gebe kalınıp kalınamayacağı önceden bilinemez.Hiçbir hekim ya da kişi, hiçbir kimseye çocuğun olur ya da olmaz diye garanti veremez. Tabii ki bunun istisnaları vardır. Rahmi ya da testisleri olmayan bireylerden oluşan çiftlerde doğal olarak gebelik olmaz. Ancak anatomik olarak hiçbir problem olmasa bile %15 vakada açıklanamayan kısırlık olduğu unutulmamalıdır.

Gebe kalmaya karar verildiğinde doğal olarak ilk yapılacak şey korunmayı bırakmaktır. Uygulanan yönteme bağlı olarak üreme yeteneğinin geri dönmesi 0-3 ay kadar sürebilir.

Gebe kalmak için en uygun dönem 28 günde bir adet gören kadında kanamanın başlangıcından itibaren 12-15. günlerdir.

Gebe kalma şansını arttırmak için düzenli bir cinsel yaşam ve haftada en az 3 ilişki faydalı olur. Bu şekildeki çiftlerin %75'i 6 ay içinde gebelik elde eder.

Çiftlerin %15 inde 1 yılın sonunda gebelik olmaz. Bu çiftlerin infertilite araştırılması açısından hekime müracaatı gerekir.


Cildiniz ışıl ışıl parlasın !

Cildinizin uzun süre parlak, canlı ve gergin kalmasını ister misiniz ?

Cildinizin parlak, canlı ve gergin kalmasını bunun için çok fazla zaman harcamanıza, market market dolaşmanıza gerek yok. Kolayca bulunan sebze ve meyveleri öğünlerinize eklemeniz yeterli…

• Spagetti sosuna havuç rendeleyin. Varlığını bile fark etmeyeceksiniz ve içerdiği karoten cildinizi besleyecek.

• Ispanağın taze yapraklarını salata için ayırın. Ispanak diğer marul, göbek gibi salata çeşitlerinden daha fazla karoten içerir.

• Yumuşak meyveleri, yoğurtla ve taze meyvelerle karıştırın. Kayısı, şeftali, mango, papaya gibi meyveler günlük beslenmenizdeki karoteni yükseltir.

• Garnitür için şarap bardağının içinde soğutulmuş ya da şampanya serpilmiş ve nane eklenmiş garnitür kavun gibi özel tatlılar cildiniz için yararlıdır.

• Akşam yemeği öncesi atıştırmak için dolapta hazır olarak brokoli bulundurun.

Herkesin seveceği şekilde hafifi yağlı olarak servis edin.

• Meyveleri her akşam yemeğinin parçası yapın. Gece için taze ve soğutulmuş meyveleri salata olarak önceden hazırlayın. Yeni lezzetler için mango, papaya gibi tropikal meyveleri seçin. Tropikale yönelin.

• Pastaya veya domates salatasına, brokoli ve taze ıspanak ekleyin. Bunlar hemen hemen her tarife uygundur. Sulu salatalarda domates yerine papaya da konulabilir. Sadece lezzet değil, bol miktarda karoten de almış olacaksınız. Aynı eski portakal suları ya da elma suları yerine, ufkunuzu genişletin ve karoteni yüksek meyve sularını tercih edin.

PÜRÜZSÜZ BİR CİLDİNİZ OLSUN İSTER MİSİNİZ ?

Sayfamız şifalı bitkiler ve doğal olan herşey üzerine kurulmuş bir sayfa. Bu yzımızda, şifalı bitkilerden ziyade, doğal yöntemlerle, pürüzsüz bir cilde sahip olmanın sırlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. Cilt, Yaş, ırk ve çevre faktörlerine göre değişkenlik gösterir. Ömür boyu bizlerle olan cildimize, düzenli bir bakım ile sahip çıkma ise, bizim görevimiz. Pürüzsüz ve sağlıklı bir cilde sahip olmanın bazı temel kurallarından bahsedeceğiz.

* İlk kuralımız, bol su tüketmek.
* İkincisi, temiz hava ve bol oksijen almak.
* Sigaradan ve alkolden uzak durmak.
* Düzenli, sağlıklı ve dengeli beslenmek diğer bir şart.
* Düzenli ve yeteri kadar uyumak.
* Aşırı güneş, rüzgar, soğuk gibi hava şartlarından cildi korumak.
* Cildinize ve yaşınıza uygun cilt bakım ürünlerini kullanmak ve bu bakımları düzenli yapmak.
* Aşırı şeker ve kafeinden uzak durmak.
* Cilt gözeneklerini açık tutmak ve düzenli peeling ile cildi ölü derilerden arındırmak.

29 Ocak 2009 Perşembe

MİGREN




MİGREN


Migren, nörolojik, gastrointestinal ve otonom değişikliklerin çeşitli şekillerde eşlik ettiği primer epizodik (bölüm) bir baş ağrısı bozukluğudur. Nörolojik muayeneler, görüntüleme ve laboratuvar incelemeleri genellikle normaldir ve bunlar daha korkutucu diğer klinik hastalıkların nedenlerinin dışlanmasında yarar sağlar.

A) Migren Atağının Tanımı: Migren atağı, baş ağrısından saatler veya günler öncesinde ortaya çıkan prodrom evresi, baş ağrısının hemen öncesinde oluşan aura evresi, baş ağrısı evresi, baş ağrısının düzelme evresi şeklinde dört bölüme ayrılabilir. Migren tanısı için zorunlu olarak bulunması gereken bir evre bulunmamaktadır.

1) Öncü Fenomenler (Prodrom) Evresi: Baş ağrısından önceki saatler veya günler içerisinde öncü fenomenler görülür. Hastalar çoğunlukla duygudurumlarında ya da davranışlarında aniden ortaya çıkan psikolojik, nöroloji, otonomik veya bünyesel özellikler gösteren tipik değişikliklerden yakınırlar.

2) Aura Evresi: Migren aurası, migren atağının öncesinde, atakla beraber veya ender olarak atak sonrasında görülen fokal nörolojik belirtilerin karışımıdır. Bu belirtiler genellikle 5 ile 20 dakika içinde gelişir ve çoğunlukla 60 dakikadan kısa sürer. Baş ağrısı sıklıkla auranın bitiminden sonraki 60 dakika içinde ortaya çıksa da bazı durumlarda birkaç saat gecikebilir ya da hiç ortaya çıkmaz.Hastaların büyük bir kısmı aura ile baş ağrısı arasındaki sürede kendilerini normal hissetmez. Korku, bedensel yakınmalar, duygudurum değişiklikleri, konuşma ve düşünce bozuklukları veya çevreden soyutlanma hissi görülebilir Oluşan görsel bozukluklar arasında görme alanında kör noktalar, basit ışık çakmaları, noktalanmalar ya da geometrik şekiller sayılabilir. Bunlar aynı zamanda görme alanı boyunca hareket edebildiği gibi görme alanında tireşimler veya dalgalanmalar da olabilir. Belirtilen görsel bozuklukluklar baş ağrısı ile birlikte görülür. Görme dışı bozukluklar arasında vücut kısımlarını algılamada ve kullanmada bozukluklar, konuşma ve dil bozuklukları, karmaşık rüya veya kabus hali görülebilir. İşitsel auralar nadiren tek başına görülür, daha çok görsel bir aurayı takiben ortaya çıkar.

3) Baş Ağrısı Evresi: Migrende tipik baş ağrısı tek taraflı, zonklayıcı, orta-ağır şiddette olup fiziksel aktivite ile şiddetlenir. Migren tanısı koymak için bunların hepsi birlikte gerekmez. Ağrı, başlangıcından itibaren iki taraflı olabilir ya da tek taraflı başladıktan sonra diğer tarafa yayılabilir. Ağrı gündüz veya gece her zaman ortaya çıkabilirBaş ağrısının şiddeti büyük farklılıklar gösterese de ortalama olarak 0 ila 10 arası şiddet değerlendirmesinde 7-8 arasındadır. Çoğunlukla hastalarca zonklayıcı şekilde görülür ancak bu, başka baş ağrısı tiplerinde de görülebilir. Fiziksel aktivite veya başın basit hareketleriyle bile şiddetlenir.Migren ağrısı her zaman başkaca özelliklerle birlikte bulunur. Anoreksi sıkça görünse de bazı yiyeceklere (örn: çikolata) istek hali de olabilir. Hastaların tamamına yakınında (%90 gibi) bulantı olur, buna karşılık bunların 1/3 ünde kusma meydana gelir. Yine hastaların çoğunda fotofobi (ışıktan korkma), fonofobi (sese karşı hassasiyet), osmofobi (kokulardan rahatsızlık) gibi, duyularda belirgin duyarlılaşma ortaya çıkar, hasta karanlık ve sessiz bir oda arar.

4) Düzelme Evresi: Ağrı giderek azalır ve kaybolur. Hasta kendini yorgun huzursuz ve kayıtsız hissedebilir, konsantrasyon azalması, kafa derisinde hassasiyet, duygudurum değişiklikleri görülebilir. Buna karşın, bazı hastalar ise kendini aşırı derecede iyi ve yenilenmiş hissedebilir; bazıları ise depresif ve hasta gibi hissedebilir.

B) Migren Sendromları:

1) Aurasız Migren (Basit Migren): Beyinde yaygın veya tek taraflı zonklayıcı baş rahatsızlığı ile karakterize, aralıklı bir sendromdur. Ağrı özellikleri; tek taraflılık, zonklayıcı nitelik, orta-ağır şiddet ve rutin fizik i aktivite ile artma sayılabilir. Ataklara bulantı, kusma, fotofobi (ışıktan rahatsız olma), fonofobi (gürültüden rahatsız olma) ve/veya iştahsızlık, baş ağrısına eşlik edebilir. Bütün bu belirtilere rağmen yine de migrenin diğer nedenleri dışlanmalıdır.Mİgren 3 günden daha uzun sürerse migren statusu terimi kullanılılr. Bazen hastayı sabaha karşı uyandırabilmekte ise de günün veya gecenin herhangi bir saatinde başlayabilir. Atakların sıklığı çeşitlilik gösterir; hayatta birkaç kez olabilirkenhaftada birkaç kez de olabilir. Ortalama bir migren hastası ayda bir veya iki kez baş ağrısı çekebilir. Beyin tümörleri, sinüzit ve glokom ve birçok organik hastalığın migreni taklit eden baş ağrılarına neden olabilir..

2) Auralı Migren (Klasik Migren): Tamamen düzelen bir veya daha fazla nörolojik belirti, auranın 4 dakikadan uzun sürede gelişmesi, auranın 60 dakikadan kısa sürmesi ve auranın ardından baş ağrısının başlamasına kadar geçen sürenin 60 dakikadan kısa sürmesi gibi sayılabilecek dört özellik görülebilir. Auralı migreni olan hastaların çoğunda aurasız migren atakları da görülebilir. Sıklıkla görme yarı alanı içinde geometrik biçimde olan renklerin, canlı görsel ışık dizileri şeklinde aura ile ortaya çıkmasıdır. Zonklayıcı baş ağrısı genellikle görsel bulguların karşı tarafındadır ve hastada bulantı, kusma, fotofobi, fonofobi ve iştahsızlık olabilir. Aura lı migren görme alanı bozuklukları ve hemisensoriyel kayıp gibi geçici nörolojik bozukluklarla birlikte olur. Aura tipik ve hep aynı özellikleri gösteriyorsa, arkasından gelen baş ağrısı migrenöz özellikleri göstermese de auralı migren tanısı konabilir. Migren aurası, küme baş ağrısı gibi diğer baş ağrılası tipleriyle birlikte de görülebilir.

C) Tedavi: Etkin migren tedavisi öncelikle doğru tanı konması, bunun hastaya açıklanması ve hastanın herhangi bir rastlantısal başka bir hastalığı olması durumunda buna ilişkili bir tedavi planı oluşturulması ile başlar. En rahatsız edici belirtilere en uygun müdahale şeklinin bulunması amaçlanır. Belirtiler de göz önünde bulunmalıdır çünkü tedaviden önce tanıdan mutlaka emin olunmalıdır. Belirli bir migren ilacı, migren taklidi olan bir hastada yararsız olacaktır, hatta tehlikeli de olabilir.

1) Akut Tedavi: Tedavi, atağa göre ve atağı yaşayan kişiye göre biçimlendirilmelidir. Önceki tedavi geçmişi öğrenilmeli ve başarılı/başarısız durumlar sorgulanmalıdır. Akut tedavi, baş ağrısı başladıktan sonra bunu geri çevirmeyi veya baş ağrısının ilerlemesini durdurmayı amaçlar. Seçilecek ilaç, baş ağrısı ataklarının şiddeti ve sıklığına, ilişkili belirtilerin durumuna, diğer hastalıklarının varlığına ve daha önceki tedavilere cevap şekline göre belirlenir. Aşırı ilaç kullanımı ve yan etkiler göz önünde bulundurulmalıdır.

2) Önleyici (Profilaktik) Tedavi: Baş ağrısı var olsun veya olmasın atak sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmak için önleyici (profilaktik) tedaviler uygulanır. Atağın öncesinde verilebileceği gibi kısa veya uzun vadeli de verilebilir. Varlığı bilinen bir tetikleyici olduğunda veya baş ağrısının öncü bir belirtisinin varlığı durumlarında da verilebilir.

Tedavi Önceliklerinin Belirlenmesi: Tedavinin hedefi, baş ağrısının ve buna ilişkin diğer belirtilerin giderilmesi ya da önlenmesi ve hastanın mümkün olduğunca normal işlevlerine geri döndürülmesidir.

D) Migren Statusu: Baş ağrısı evresi (tedavi edilsin ya da edilmesin) 72 saatten uzun süren migren ataklarına migren statusu denir. Şiddetli ve sürekli baş ağrısı ve buna sıkça eşlik eden bulantı ve/veya kusma görülür. Migren statusu akut bir nörolojik bozuklukluğa ikincil olarak da ortaya çıkabililr. Tedaviye başlanmadan önce baş ağrısının ciddi organik nedenlerinin dışlanması gereklidir.Bütün baş ağrıları her yaşta önemlidir. Bu nedenle özellikle hayatında ilk kez baş ağrısı çeken hastalar, tedaviye cevap vermeyen kişiler, her zamankinden farklı bir ağrının geliştiği durumlarla karşılaşanlar, eşlik eden nörolojik belirtileri olanlar daima hekime başvurmalıdırlar.

Prof. Dr. Safiye Bilgin. Nöroloji Uzmanı

Migren için Şifalı Bitkiler

Anason:Kullanilan kismi, meyvalari ve yapraklaridir. Meyveleri tamamen olgunlastiktan sonra toplanir ve gölgede kurutulur. Hazmi kolaylastirir. Istahsizligi giderir. Mide ve barsak gazlarini söktürür. Idrar artirir. migren agrilarini keser. Astim, nefes darligi ve bronsitte görülen sikayetleri giderir.

Biberiye ( kuşdili otu):1-2 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen bir bitki.Kuşdili olarak da bilinir.Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yağ, tanen, acı maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyarıcısı, idrar söktürücü ve safra artırıcı etkisi vardır. Uçucu yağ, uyarıcı olarak haricen kullanılır. Ayrıca hazımsızlığı giderir. Çarpıntıları keser, migreni keser.İdrar ve adet söktürür.

Melissa:Yapraklar yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sahiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. Baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay halinde kullanılır.


BAŞ AĞRISI İÇİN:

Bir bardak sıcak suya,lavanta,papatya,nane,biberiye,kekik karıştırıp 5dk. sıcak suda bekletiyorsunuz. Günde 2-4 bardak,15 gün boyunca içilecek. 3 gün ara verilecek.Sonra tekrar 15 gün içilecek.

SAÇ KIRIKLARI İÇİN DOĞAL UYGULAMA

Saç uçlarınızın kırılmasından mı şikayetçisiniz ? Artık bu duruma bir dur demenin zamanı geldi diye düşünüyorsanzı, çok basit ama etkili yöntemimize kulak verin.

GEREKLİ MALZELER :
* 10 su bardağı su,
* 1 çay bardağı elma sirkesi,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bir kabın içine su ve elma sirkesini koyup, karıştırın. Bu karışımla, saç diplerine masaj yapın. 30 dak bekledikten sonra yıkayın. Bu uygulama sayesinde, hem saç kırıklarınızdan kurtulacaksınız, hem de son derece parlak ve canlı saçlara kavuşacaksınız.

MUCİZE SAĞLIK İKSİRİ

Sizlere harika bir sağlık iksiri önermek istiyoruz. Bu iksir sayesinde adeta yeniden doğmuş gibi olacaksınız desek yeri var. Bu formül, zihin yorgunluğunuzu atacak, yüksek tansiyonunuzu dengeleyecek, kolesterolü düşüecek, beden yaorgunluğunuzu alarak sizlere enerji verecek, böbrek ve mesane iltihabı, idrar yolu enfeksiyonları gibi sorunlara iyi gelir, baş ağrısını ve karaciğer ağrılarını dindirir bir formüldür.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 kg. çilek
* 1 bardak esmer şeker
* 50 gr. soyulmuş badem
* 1 fincan meyve likörü
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Çilekleri yıkadıktan sonra dilimleyin. Cam bir kavanoza, 1 kat şeker, 1 kat çilek olarak dizin ve beklemeye bırakın. Bu arada, bademleri blendırla öğütün. şeker çilek karışımının üzerine ilave edin. Son olarak, likörü de ilave edin ve ağzını kapatarak, 2 gün boyunca buzdolabında bekletin. 4 gün boyunca, günde 3 defa 1 er bardak için. Ayrıca, bu formülü istediğiniz zaman uygulayabilirsiniz.

28 Ocak 2009 Çarşamba

SUNA DUMANKAYADAN GÖZALTI MORLUKLARI VE SİVİLCE İZLERİ İÇİN BİTKİSEL ÖNERİLER

Suna Dumankayanın etkili formüllerinden ikisini bu yazımızda sizlerle paylaşmak istiyoruz. Göz altında oluşan koyu renkli siyah halkalar için ve ciltteki sivilceler ile bu sivilcelerin mirası lekeler için doğal önerilerimiz aşağıda.

GÖZALTINDAKİ KOYU RENKLİ HALKALAR İÇİN : 1 date lamanın suyunu sıkın. İçerisine, 1 çay kaşığı, zeytinyağı ilave ederek karıştırın. elde eeiğiniz bu karışımı göz altlarınıza sürün. CİLTTEKİ SİVİLCELER VE SİVİLCE LEKELERİ İÇİN :
GEREKLİ MALZEMELER :

* 1 çay kaşığı pudra,
* 1 çay kaşığı oksijenli su,
* 1 adet herhangibir antibiyotik tozu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri karıştırın. Cildinize sürün. Ciltteki sivilce lekelerine ve sivilcelere çok fayda sağlar.

SUNA DUMANKAYADAN SAÇTAKİ YAĞLANMALAR VE KOKULAR İÇİN BİTKİSEL LOSYON

Saçlarınız çok sık yağlanıyor ve yıkamadığınız zaman, saç diplerinde, kötü kokular oluşuyorsa, Suna Dumankayanın önerilerine kulak verin. Bu losyon sayesinde, saçlarınız daha az yağlanacak ve harika görünecek. Suna Dumankayanın tarifi için ;

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet limon kabuğu rendesi,
* 1 çorba kaşığı elma sirkesi,
* 1 çorba kaşığı lavanta,
* 1 lt su,
* Taze nane,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Suyu kaynatarak, içine, lavanta ve naneyi koyun. Çay gibi demledikten sonra, limon kabuğu rendesi, ve elma sirkesini ilave edin. Saçlarınızı şampuğanladıktan sonra, hazırlamış olduğunuz bu losynla saçlarınızı durulayın. Çok faydasını göreceksiniz.

SUNA DUMANKAYADAN GÖZENEK SIKIŞTIRAN YUMURTAAKI

Suna Dumankaya, her cilde uyan ve gözenekleri sıkıştırarark daha güzel ve pürüzsüz bir cilde sahip olmamıza yarayacak, doğal bir maske tarifi verdi. Tarifimiz için gereken malzemeler ve kullanım şekli;

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 yumurtanın akı,
* 1 tatlı kaşığı limon suyu,
* 1 tatlı kaşığı bal,
* 1 çay kaşığı çiçek yağı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Yumurta akını, kar beyaz olana kadar çırpın.Balı içine ilave edin. Bir süre çırptıktan sonra, limon suyunu ve çiçek yağınıda, bu karışıma ilave edin. Elde ettiğiniz bu karışımı bir pamuk veya tülbent üzerine yayın ve, hem yüzünüze, hem de, dekoltenize, kompres şeklinde uygulayarak sürün. Tülbentteki maske bitince, yeniden kalan maskeyi koyup, uygulamayı devam ettirin. 30 dak sonra, ılık su ile yıkayarak, çıkarın. Haftada 2 defa uygulanabilir.

SUNA DUMANKAYADAN KIRIŞIKLIKLAR İÇİN YABAN MERSİNİ VE KİL MASKESİ

28 Ocak 2009 Çarşamba günü, Günbegün programında, Suna Dumankayanın tariflerinden birtanesini, sizler için yayınlamak istiyoruz. Bu maske ile, cildiniz lekelerden arınabileceği gibi, kırışıklık sorunlarına da çözüm bulacaksınız.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 çorba kaşığı yaban mersini,
*1 çorba kaşığı yoğurt,
* 1 adet beyaz kil,
* 1 çay kaşığı lavanta yağı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Yaban mersinini belndırla ezdikten sonra, içerisine, diğer malzemeleri de karıştırarak, iyice karıştırın.Elde ettiğiniz maskeyi, yüzünüze, boynunuza ve dekolte kısmınıza sürerek 30 dak bekletin. Ilık su ile yıkayarak nemlendirici kreminizi sürün. Haftada 1 kez uygulanması yeterli olacaktır.

27 Ocak 2009 Salı

DR AHMET MARANKİDEN BEYAZ İSPİRTO VE KAFURU KÜRÜ

Prof. Dr Ahmet Maranki, diz ağrıları ve diğer diz problemi olan kişiler için, beyaz ispirto ve kafuru ile azırlanacak olan bitkisel bir öneride bulundu. Ahet Marankinin tarifi için ;

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 lt beyaz ispirto
* 4 adet, kesme şeker büyüklüğünde kafuru,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Kafuruları, ispirtonun ,içine atıp 3–4 gün bekleterek eritin. Kafurular eridikten sonra, her akşam yatmadan önce bu karışımı dizlerinize sürerek, streç filmle sarın. Bir kaç gün sonra, çok daha kolay ve ağrısız yürüdüğünüzü göreceksiniz.

DR AHMET MARANKİDEN SOĞAN SUYU İLE PÜRÜZSÜZ BİR CİLT

Çok pahalı kozmetik ürünlerine rağmen, sivilce ve akne sorunundan kurtulamıyorsanız, Ahmet Marankinin, doğal ve etkili çözümüne kulak verin. Soğan suyu ile sivilcesiz ve aknesiz bir cilde merhaba deyin.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet kurusoğan,
* 1 su bardağı su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Soğanı elinizle, kabuklarıyla birlikte kırın. Yaprak yaprak ayrılan soğanları, cam bir sürahinin içine ılık suyu koyun ve soğanı içine atarak, 1 gece bekletin. Sabah aç karnına için. 10 kullanacağınız soğan suyu kürü sonucunda, berrak, pürüzsüz ve sorunsuz bir cilde sahip olacaksınız. Gece yatmadan önce, makyajınızı mutluka temizleyin. Ayrıca bu kür zayıflamanıza ve kadın hastalıkları sorunlarına çok fayda sağlayacaktır. Eğer soğan suyunu sade içemiyorsanız, içine limon sıkarak içebilirsiniz.

23 Ocak 2009 Cuma

ŞİDDETLİ ÖKSÜRÜK VE BALGAM İÇİN ELMA ÇAYI

Kış aylarında, pek çoğumuzun sıkça karşılaştığı bir durum olan öksürük ve belgam atamama probleminden kurtulmanın pratik ve doğal bir yolu mevcut. Elma çayı.

ŞİDDETLİ ÖKSÜRÜK İÇİN : 1 litre suyun içine, ince dilimlenmiş 1 adet adet elmayı kabuklarıyla birlikte atın. Haşladıktan sonra çay gibi sıcak olarak için.
BALGAM SÖKTÜRMEK İÇİN : Elma kabukları ile yapılan çay, hem göğüsü yumuşatır, hem de, balgam söktürmek için idealdir. Tarifimize gelince; Elmanın kabuklarını soyun, İçine biraz tarçın, zencefil ve karanfil atılır. 10 dak demlendirdikten sonra, içilir.

DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN KARACİĞER HASTALIKLARI, KADIN HASTALIKLARI VE BÖBREK TAŞLARI İÇİN BİTKİSEL KÜRLER

İbrahim Saraçoğlunun karaciğer yorgunluğu ve hastalıkları, kadınlarda görülen yumurtalık kistleri ve vajinal akıntılar, menapoz dönemindeki ateş basmaları ve böbrek taşları için bitkisel öneriler;

KARACİĞER HASTALIKLARI İÇİN ENGİNAR YAPRAĞI KÜRÜ;
KADIN HASTALIKLARI VE YUMURTALIK KİSTLERİ İÇİN SOĞAN SUYU KÜRÜ
BÖBREK TAŞLARI İÇİN AVAKADO YAPRAĞI KÜRÜ

22 Ocak 2009 Perşembe

İKBAL GÜRPINAR SOĞAN SUYU FORMÜLÜ

İkbal Gürpınardan, kolayca uygulanabilir, etkili ve aç kalmayo gerektirmeyen bir zayıflama tarifi geldi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 4-5 adet kurusoğan
* 2,5 lt su
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Soğanların kabuklarını soyup, elinizle kırdıktan sonra düdüklüde 10 dak kaynatın. Ilıkdıktan sonra süzün. Gün içinde hazırlamış olduğunuz soğan suyunu için. 20 gün kullandıktan sonra, 20 gün ara verin. 20 daha kullanın. Eğer sade olarak içemezseniz, içine bal ve limon katarak da içebilirsiniz.

20 Ocak 2009 Salı

POLİKİSTİK OVER SENDROMU İÇİN İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN SOĞAN SUYU KÜRÜ

Soğanın Mucizelerinden bir tanesi, İbrahim Saraçoğlunun, kürleri ile hayat buluyor. Soğan, kadın hastalıklarına, özellikle de yumurtalık kistlerine ve vajinal akıntılara, menapoz dönemindeki sıcak basmaları için oldukça faydalı.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 su bardağı su,
* 1 orta boy soğan,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Suyu kaynatın. Soğanı içine atın ve 5 dak kaynatın. Ilıdıktan sora süzün ve için. Hergün 2 defa taze olarak hazırlayıp tüketeceğiniz soğan suyu kürü, 15 gün uygulanmalıdır.
ÖNEMLİ UYARI : Her seferinde, taze olarak hazırnacak olan bu kür 3-4 ay boyunca, adetten 10 gün önce uygulanmaya başlayacak ve 10 gün kullanılıp sonlandırılacaktır.

DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN BOĞAZ ENFEKSİYONLARI İÇİN ADAÇAYI KÜRÜ

Kanal 7 de yeni yayına başlayan ve İkbal gürpınarın sunduğu İkbalin Mutfağı programının ilk konuğu, Dr İbrahim saraçoğlu idi. Yine önemli açıklamalar ve bitkisel kürler ile bizleri bilgilendiren Saraçoğlunun boğaz enfeksiyonları, faranjit, bademcik iltihabı için çok faydalı ve önleyici olan adaçayı kürünü önerdi. hem kendiniz, hem de çocuklarınız için kullanabilirsiniz.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 su bardağı su,
* 1,5–2 yemek kaşığı dolusu adaçayı
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Kaynamakta olan suyun içine, adaçayını atın. 10 dak kaynatın. Ilıdıktan sonra, süzün. günde 3 defa, özellikle sabahları dişerinizi fırçaladıktan sonra ve akşam yatmadan 2 defa uygulayın. 3–4 gün içinde faranjitinizi ve bademcik iltihabınız geçecektir. Hazırladığınız bu çay, 48 saat özelliği bozulmadığından kullanılabilir.

DR ELMAS MARANKİDEN PROFİLAKTİK MASAJ VE FAYDALARI

Öncelikle, profilaktik masajın, anladığımız kadarıyla tanımını yapalım. El ve bir takım bitkisel yağlar ile, belirli noktalara masaj yaparak uygulanan bir tekniktir. Yani, Elmas Marankinin tabiri ile noktalara tedavi yöntemidir.

PROFLAKTİK MASAJ : 8–10 adet kızdırıcı bitkilerden elde edilen bitkisel yağlardan hazırlanan masaj yağı ile, boyundan aşağıya doğru uygulanan bir masajdır. Boyun fıtığı, yorgunluk, sırt ağrısı gibi sorunlara iyi gelir. Aynı zamanda pek çok hastalık için de uygulanabilir.
ÖNEMLİ HATIRLATMA : Elmas Marankinin, önemli bir hatırlatmasını, yineleyelim. Bu masaj profesyonel kişiler tarafından yapılmalı.

19 Ocak 2009 Pazartesi

Bebek gibi bir yüz için

İşte size bebek gibi bir yüze sahip olmanın yolları. Evde kolayca bulabileceğiniz malzemelerle hazırlayabileceğiniz bu karışımları deneyerek farkı görebilirsiniz...

Yüz için nemlendirici maske


Malzemeler: Yumurta sarısı + süt
Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın.
Ne işe yarıyor: Kuru ve nemsiz bir cildiniz varsa bu maske sizin için birebir. İçinde bulunan yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt nemlendirecek, yumuşaklık verecek ve sıkılaştıracak.

Ne zaman kullanmalı: Bu maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.

Siyah noktaların sonu geliyor

Malzemeler: Limon suyu + yoğurt
Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın.

Ne işe yarıyor: Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, nemlendirir ve yağ miktarını dengeler.

Ne zaman kullanmalı: Bu maske haftada bir kez uygulanabilir.

Sivilceler için karnabahar

Malzemeler: Karnabahar + Zeytinyağı
Hazırlanışı: Sekiz adet karnabahar yaprağını iki kaşık zeytinyağı ile beraber mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, on dakika bekleyin ve yüzünü ılık suyla temizleyin.

Ne işe yarıyor: Karnabahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır.

Ne zaman kullanılmalı: Haftada bir ya da iki kez.

Kırışıklara karşı maske

Malzemeler: Kaymak + Elma
Hazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin.

Ne işe yarıyor: Kaymak cildi yumuşatır, nemlendirir ve cilde elastikiyet kazandırır. Kırışıklara karşı da etkilidir. Elma ise cildin diri kalması için önemli etken.

Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.

Yağlı ciltler için

Malzemeler: Bal + süt + limon suyu
Hazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin.

Ne işe yarıyor: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlar. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengeler, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önler.

Ne zaman kullanılmalı: İhtiyaca göre 10 - 15 günde bir tekrarlayabilirsiniz.

AGIZ KOKUSUNU ONLEMEK ICIN NELER YAPMALI?

Ağız Kokusunu Önlemek İçin Neler Yemeliyiz

Elma, armut, havuç : İçerdikleri gıda lifi sayesinde tükürüğü temizler, aynı zamanda hoş tatları sayesinde nefesimizi ferahlatırlar.
ağız kokusu,ağız sağlığı,diş sağlığı,ağız ve diş sağlığıTaze nane yaprakları : Özellikle soğan ya da sarımsak yediğseniz bunların kokularını yok etmede oldukça etkili bir bitkidir.
Tarçın kabukları : Tarçın kabuklarında bulunan özel bir yağ, ağızda bulunan bakteriyi yok eder.
Sakız : İçeriğinde xylitol bileşkeni olan sakızlar çürüklerini önlemeye yardımcı olur.
Limon :Limon ağız kokusunu önlemede önemli bir yiyecektir. Limonu ortadan ikiye bölüp yiyin.
Maydanoz
: Nefesiniz ferahlatmakta oldukça etkili bir bitkidir maydanoz. Özellikle soğanlı, sarımsaklı yiyeceklerden sonra bir parça ağzınıza atın ve yavaş yavaş ağzınızın içinde çiğneyerek ezin.Ferahlığı sizde hissedip ağız kokunuzun yok olduğunu göreceksiniz.
Kakule, anason, kişniş, karanfil, rezene gibi bazı baharatlar : Eğer ağız kokusu probleminiz varsa sofanızda bu baharatları bulundurmaya ve kullanmaya özen göstermelisiniz.
Yoğurt : Günde bir veya iki kere yiyeceğiniz yarım kap yoğurt ağız içerisindeki ağız kokusuna neden olan hidrojen sulfüt kokusunu yok etmeye yardımcı olur.

AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMEK İÇİN BİTKİSEL ÇÖZÜMLER

Sabah kalktınız nefesinizin çok kötü koktuğunu kendiniz bile hissediyorsunuz, arkadaşınızla konuşurken ağzınızı kapatmak zorunda kalıyorsunuz, siz konuşurken karşınızdaki kişiler sizden uzak durmaya çalışıyor ya da siz konuşurken karşınızdaki kişinin yüz ifadesi birden değişiyorsa bu sorununuza acilen çare bulma zamanınız gelmişte geçiyor demektir.

Öncelikle bu sorununuzun neyden kaynaklandığını bulmanız gerekiyor. Çünkü ağız kokusunun birden fazla nedeni vardır.

ÖNERİLER

Ağız Kokusu İçin Bitkisel Çayın Yapılışı

Malzemeler

-Biberiye çiçekleri
-Sıcak su
-1 adet limon

Yapılışı : Biberiye çiçekleri kaynar suyun içine atılır. İçine 1 adet limon dilimlenerek eklenir. Bu karışım 20 dakika bekletilir. Sürenin sonunda karışım sıkılarak su elde edilir. Elde edilen bu su biraz daha dinlendirildikten sonra sabahları aç karnına ve yemek sonrası bir fincan içilir.

Ağız Kokusu İçin Gargaranın Yapılışı

Malzemeler

-Menekşe çiçekleri
-Maydanoz
-Nane ruhu

Yapılışı : Menekşe çiçekleri ve maydanoz bir miktar suyun içinde 10 dakika kaynatılır. Elde edilen karışım süzülür. Bu suya bir miktar nane ruhu katılarak bir gün bekletilir. Artık ağız kokusu sorununuz için gargaranız hazırdır. Bu suyla rahatsızlığınız devam ettiği sürece yemeklerden önce ve sonra gargara yapabilirsiniz.

Ağız Kokusu İçin Gargaranın Yapılışı

Malzemeler

-Adaçayı
-Nane ruhu

Yapılışı : Bir avuç kadar adaçayı sıcak suyun içine katılarak 15 dakika demlenmesi beklenilir. Elde edilen karışım sıkılarak içine bir miktar nane ruhu katılır. Bu su gün boyunca dinlendirilir. Dinlendirilmiş olan su yarı oranda içme suyuyla karıştırılarak ağız sık sık çalkalanarak gargara yapılabilir.


AĞIZ KOKUSUNUN NEDENLERİ VE ALINACAK ÖNLEMLER

Konuşurken ağzınızı kapatmak zorunda kalıyor, yakın, birebir konuşmaktan kaçıyor, çantanızda karanfil, naneli sakız vb. taşıyor hatta sizinle konuşan kişinin kokudan dolayı yüz ifadesindeki hoşnutsuzluğu fark ediyorsanız ağız kokusu için bir takım önlem ve tedbirleri almanın zamanı geldi demektir. Ağız kokusu önemsenmesi gereken ciddi bir sorundur. Çünkü ağız kokunuz sizi psikolojik ve sosyal yönden oldukça olumsuz etkileyecektir.

Yalnız şunu da unutmamak gerekiyor ağız kokusunun birden fazla nedeni vardır. Bunun için öncelikle ağız kokunuzun neden kaynaklandığını bulmak gerekiyor.

Nedenleri

Sinüzite kaynaklanan nedenler : Sinüzitli kişinin geniz akıntısının iltihaplı olması nefesinde hoş olmayan bir kokuya neden olur

Bademcik iltihabından kaynaklanan nedenler.
Diş ve dişeti hastalıklarından kaynaklanan nedenler
Mide ve bağırsak sistemi hastalıklarından kaynaklanan nedenler
Dil üzerindeki mantar enfeksiyonlarından kaynaklanan nedenler

Ağız Kokusunu Önlemek İçin Alacağınız Önlemler

Eğer ağzınızda herhangi bir enfeksiyon, vücudunuzda nefesinizin kokmasına yol açacak herhangi bir sağlık sorunu yoksa ağız kokusunu engellemek için gargara ve diş macunlarıyla yapılacak düzenli temizliğinizi aksatmayın.

Diş fırçalama işleminin yanında dil temizliğinize de özen gösterin.
Diş ipi kullanmaya özen gösterin.

Sarımsak, soğan ve baharattan kaçının ya da pişirerek yemeyi tercih edin. Çoğunlukla kötü sindirildikleri için süt ürünleri de bu probleme neden olabilir

Çok fazla çay ve kahve tüketmeyin.
Alkolü ve sigarayı bırakın.

Tükürük salgısını hareketlendirin. Bakteri oluşumunu önlemek için ağzın oksijenlenmesine yardımcı olun. Şekersiz sakız çiğnemek bunun en kolay yolu.

Ağız kuruluğunu önlemek için gün boyu su için.

DR FERİDUN KUNAKTAN ÇOCUKLARDA BOY UZTAN ÖNERİLERİ

Op. Dr. Feridun Kunak, çocuklarda boy uzatan ve yetişkinlerde, ileride meydana gelebilecek kemik erimeleri için önerilerde bulundu. Bu önerilere birlikte kulak verelim.

* Öncelikli kural, çocukların beslenmesine dikkat etmek.
* Kahvaltıyı, her sabah düzenli olarak mutlaka yaptırın.
* Kahvaltı sofrasında, süt, peynir, yoğurt, yumurta,zeytin gibi yiyecekleri mutlaka bulundurun.
* Küçük yaşlardan itibaren yeşil yapraklı sebzeleri yemeyi, çocuklarınıza öğretin.
* Eğer, beslenme ile ilgili sıkıntısı olmasığı halde, çocuklarınızın boyu,yaşıtlarına göre daha kısa ise, o halde, kalsiyum, magnezyum, ve çinko içeren doğal tabletlerden kullanabilirsiniz.
*Boy uzaması için, beslenme kadar, egzersizlerin de önemi büyüktür. Çocuklarınızın, parmaklarının ucunda yükselerek, uzanabildiği kadar yuları uzanmasını sağlayın.
* Basket oynar gibi, yukarı doğru zıplaması gerekir. Ayrıca, 50 şer defa sağ ve sol kolları yukarı kaldırıp, mümkün olduğunca, yukaru uzanmalarını sağlayın.
* Evde uygun bir yerede, arfiks hareketlerini yapmalarını sağlayabilirsiniz.
* Egzersizler sırasında, mutlaka çocğunuzun yanında bulunun ki, ters bir hareket yaparak kendinie zarar vermesini önleyebilesiniz.
* Özellikle hanımların, sigaradan uzak durması gerektiğini vurgulayan Dr. Feridun Kunak, sigara içen hanımların 56 yıl daha erken menapoza girdiğini ve daha fazla kemik erimesi riski ile karşı karşıkaya kaldığını söyledi.

18 Ocak 2009 Pazar

Dillere Destan Lahana Diyeti

    Lahana Diyeti,lahana salatası,lahana çorbası,lahana dolması
  1. Mucizevi beyaz lahana diyeti
  2. Lahana nasıl zayıflatıyor?
  3. Biyotransformasyon özelliği kilo vermeyi hızlandırıyor mu?
  4. Meme kanserini önler mi?
  5. Peki lahana kemoterapi ağrılarını hafifletir mi?
  6. Toksin atarak yenilenin
  7. Lahananın viagra etkisi
  8. Tiroid hastaları kara lahana yememeli
  9. Lahana kürü
  10. Kan şekerini düşüren formül!
  11. Lahana Dolması
  12. Mor Lahana Salatası
  13. Mucizevi beyaz lahana diyeti
  14. Beyaz lahana kürünün özellikleri neler?


Mucizevi beyaz lahana diyeti
-Kadınlar arasında lahana çorbası olarak anılan bu sebze çorbalı diyet, mucizevi bir biçimde bir haftada tam 8 kilo verdiriyor!

-Kimi diyetisyenler vücudun bu kadar kısa sürede kilo vermesine karşı çıksa da henüz hiçbir diyetisyen böylesine kısa sürede kilo verdiren bu diyetten kadınları alıkoyamıyor. Yalnız bu diyeti yaparken kendinizi çok fazla yormamalı, bol su içmeli ve ekstra vitamin almalısınız.
Lahana nasıl zayıflatıyor?


-Beyaz lahana aynı zamanda `aquaretik`tir. Yani; bitkiler genelde diüretik olduklarından hem su hem tuz atarken, beyaz lahana tuz dengesini bozmadan sadece su atar.

-Bu da verilen kiloların kalıcı olmasına yardımcı olur. Menopoz ve regl dönemlerinde değişen hormon dengesizliğine karşı beyaz lahana kürü mükemmel bir takviye.

Biyotransformasyon özelliği kilo vermeyi hızlandırıyor mu?


-Bu bir tek beyaz lahana da bulunuyor. Yoğurttan içtiğimiz suya kadar hiçbir yiyeceğimiz saf değil. Bu zehirli maddeler karaciğer, akciğer, böbrekler ve yağ dokusunda depolanır.

-Bunların suda çözülme özelliği yoktur sadece yağda çözünür (Sadece yağda çözüldüklerinden vücutta depolanırlar). Biriken bu toksinlerin suda çözülme özelliği göstermesine `biyotransformasyon` diyoruz.

-Yağda çözülen zararlı toksinlere suda çözülme özelliği kazandıran beyaz lahana; biyotransformanyon özelliğiyle terleme, solunum, idrar ve dışkı yolları ile bu zararlı toksinleri dışarı atar.

Meme kanserini önler mi?



-Amerika`daki `Harvard Health Letters` dergisinde 1994 yılında yayınlanan bir makalede; Asyalı kadınlarda Amerika`da yaşayanlara göre 8 kat daha az meme kanseri görülmesinin nedeni soya fasulyesi olarak açıklandı.

-Soyada bulunan maddelerin büyük bir kısmı, beyaz lahanada da bulunuyor. Bu da östrojen hormonunu zararsız olan zayıf östrojene dönüştürür. Yapılan klinik çalışmalarda beyaz lahana tüketenlerde kanser oluşumunun gerilediği tespit edildi.

Peki lahana kemoterapi ağrılarını hafifletir mi?


-Birçok kanser hastası; ameliyatsız veya ameliyat sonrası radyoterapi, kemoterapi veya hormon tedavisi görüyor.

-Özellikle radyoterapi veya kemoterapiden sonra hastalar kendilerini yorgun ve halsiz hisseder. Birçoğunda dolaşım bozukluğu şikâyetleri de olur. Radyoterapi veya kemoterapi sonrasında uygulanacak beyaz lahana kürü, vücudu arındırır, oluşan toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Toksin atarak yenilenin


-Kaynamakta olan yarım litre suda 5-6 adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan, 10 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlayın.

-Sabah ve akşam şeklinde günde 2 kez aç veya tok karnına birer su bardağı için. Bu işlemi 5 gün boyunca ve her seferinde yeniden hazırlayarak devam edin. 3 gün ara verip, yeniden 5 günlük bir kür daha uygulayın.

-10 günlük kürün bir yıl boyunca 4 kez yapılmasını tavsiye ediyorum. Kürün yapılmaya başlandığı 2. veya 3. gününde vücudunuzun terlediğini ve özellikle yüz kısmında yağlı olduğunu fark edeceksiniz.

-Endişelenmeyin, bu yağla birlikte toksinleri de attığınızı gösterir. Bu kürü uygularken daha sık banyo veya duş yapmalısınız. Ne kadar çok toksin atarsanız vücudunuz o kadar fazla kendini yeniler.

Lahananın viagra etkisi


-Cinsel güç eksikliği birçok insanın hayatını kabusa çevirmeye devam ediyor. Oysa bu sorunlardan yediklerinize dikkat ederek kurtulabilirsiniz. Mesela lahana bu konuda gerçek bir viagra.

Lahana

İster yemeğini yapın ister turşusunu kurun. Vücudu yormadan karaciğeri çalıştırdığı için enerjinizi kendinize saklıyorsunuz. Ayrıca içindeki bazı enzimler cinsel gücü artırıyor. Araştırmalar lahana yiyen erkeklerin yüzde 90'ının aşırı cinsel istek duyduğunu kanıtlıyor.

Çilek

İçerdiği yüksek dozdaki C ve E vitaminleri performans artırmada birebir.

Kabak çekirdeği

Bol miktarda yağ asidi içerir. Yağ asitleri ise seks hormanlarının daha fazla salgılanmasını sağlar. Ayrıca içindeki çinko da sperm kalitesini artırır. Günde 100 gram kabak yemek yeterli.

Tarçın

Sadece aroması bile ereksiyon sağlamak için yeterli.

Maydanoz

Vitamin deposudur. Özellikle içindeki B-12 vitamini seks gücünü artırır. Ayrıca stresi azalttığı için psikolojik sorunlardan dolayı cinsel problem yaşanlara ilaç olur.

Tiroid hastaları kara lahana yememeli


-Tüm deniz ürünleri, et, süt, yumurta iyot içerir. Ama "Ben bu besinleri alayım, vücudumun iyot eksikliğini gidereyim" gibi bir şey tek başına söz konusu değil. Bunu çok abartmamak lazım.

-Ancak özellikle Karadeniz`de sıkça tüketilen kara lahananın guatrojen madde içerdiği ispatlanmış durumda. Tiroid hastalığı olanların kara lahana yememesinde yarar var.

Lahana kürü


-Kaynamakta olan yarım litre suda 6- 7 adet beyaz lahana yaprağını, 10 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte pişirin.

-Sabah ve akşam olmak üzere aç ve tok karına birer su bardağı için. Bu işleme toplam 5 gün devam edin.

-Bu kürü 5 gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verin ve tekrar 5 gün uygulayın. Böylece 10 günlük kür tamamlanmış olur.

-Toksin atıcı ve bağırsak kanserini önleyici bu 10 günlük kürü, 1 yıl boyunca 3 ya da 4 kez yapmak en doğrusu.

-10 günlük kür için kesinlikle ihtiyacınız olan miktarı bir defada değil, her gün taze olarak hazırlayın.

-Kan dolaşımını düzenlemek amaçlı kullanımda 3-4 adet beyaz lahana yaprağı, kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak 15 dakika pişirilir.

Sabah ve akşam aç veya tok karına bir su bardağı içilir. Her 3 günde bir, 3 gün ara verilerek toplam 21 gün içilerek uygulanır. 3 aylık aradan sonra tekrar; her 3 günde bir, 3 gün ara verilerek, toplam 21 gün içilerek ikinci ve son kür tamamlanmış olur.



Kan şekerini düşüren formül!


-Yaklaşık 750 mililitre veya 5 su bardağı kaynamakta olan suda, 7 veya 8 tane beyaz lahana yaprağını parçalamadan, hafif ateşte 10 dakika ağzı kapalı olarak haşlayın.

-Haşlama sırasında kapağı açarak, bir tahta kaşık yardımıyla yaprakların tamamının kalmasına özen gösterin. Ilıdıktan sonra haşlanmış beyaz lahana yapraklarını süzerek ayırın ve aç karnına veya yemeklerden sonra sadece bir buçuk su bardağı kadar suyunu için.

-5 veya 6 gün uygulayacağınız bu kürde beyaz lahananın her gün taze olarak hazırlanması gerekiyor. Şeker hastalarının bu kürü yılda 3 ya da 4 kez tekrarlaması daha faydalı olur.

Lahana Dolması


Malzemeler

Kıyma
Soğan
Salça
Pirinç
Nane
Tuz
Sıvıyağ

Lahana Dolması Yapılışı

1. Lahana yaprakları haşlanır, kalın yerleri kesilir, uygun büyüklükte parçalara ayrılır.

2. Dolma içi hazırlanır. Dolmalar sarılır. Pişerken üzerlerine bütün sarımsak yerleştirilir.

3. Servis yaparken sumak ve kırmızı biber kullanılabilir.

Mor Lahana Salatası


Malzemeler

1 Adet Küçük Mor Lahana
1 Tatlı Kaşığı Tuz
1 Yemek Kaşığı Sirke

Maharetini Göster

-Lahanayı yıkayın, buruşuk üst yaprakları ayrıp ve 4 parçaya bölün. Her bir parça, ince olarak kıyın. Kıyılan parçaları bir kap içerisine alın. 1 tatlı kaşığı tuzu lahananın üzerine serpin ve lahanaları bir güzel elle ovun.

-Ovalanan lahanaları süzgece alıp, sudan geçirin. Tuz`u giderilen lahanaları avuç içerisinde sıkııp çukur bir kaseye alın. Üzerine, 1 Yemek kaşığı sirke gezdirin ve kasenin ağzını kapatın.

-Kase dolapta 1 saat bekletildikten sonra, lahanalar çatalla süzdürülerek kullanıma alınabilir. Diğer bir usül ise, lahana tuzlanacak, yıkanacak ve sıkılacak. Servis tabağına alındıktan sonra üzerine limon suyu,karabiber ve zeytinyağı karışımı gezdirilecek. Mor lahana sade, turp rende, havuç rende olarak karışık tüketilebilir.

Mucizevi beyaz lahana diyeti


Özel çorba

Malzemeler
5 tane taze soğan
1- 2 domates konservesi, yada taze domates
1 büyük beyaz lahana
2 tane yeşil salça biberi
1 bağ maydanoz
1 adet kereviz
3 paket soğan çorbası

Yapılışı: Bütün sebzeleri ufak ufak doğradıktan sonra çorba olacak şekilde su ilave ederek düdüklü tencerede pişirin. Daha sonra dilerseniz blenderda ezerek krema kıvamına getirebilirsiniz.

1. gün
İstediğiniz kadar meyve (muz hariç) ve özel çorba

2. gün
İstediğiniz kadar sebze (baklagiller hariç) ve özel çorba

3. gün
İstediğiniz kadar sebze, meyve ve özel çorba

4. gün
5 tane muz, 4 bardak süt ve özel çorba

5. gün
300 gr. kırmızı et, 6 tane domates, özel çorba

6. gün
İstediğiniz kadar yağsız kırmızı et, özel çorba

7. gün
Esmer pirinç, istediğiniz kadar sebze, meyve suyu ve özel çorba

Beyaz lahana kürünün özellikleri neler?


Zayıflama ve selüloitleri yok etme özelliği bulunan beyaz lahana, aynı zamanda antioksidan olduğundan bağırsak kanserini önleyici gücü var. • Kan şekerini düşürüp dengeliyor.

-Kan dolaşımını düzenler, hormonları dengeliyor.

-Enfeksiyonlara karşı vücuda direnç kazandırır. Toksin arttırır.

-Kanser hastalarında kemoterapi ve radyoterapi sonrası takviye oluşturur. Bağırsak mukozasını temizler. • Cilde tazelik ve güzellik verir. Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyicidir. Beyaz lahana içeriğindeki U vitaminiyle güçlü bir antioksidandır.

Kalp Krizinden Nasıl Korunulur?

Kalp ve damar hastalarının, egzersiz sayesinde ve stresi azaltarak kalp krizi riskini en düşük seviyeye indirebileceği bildirildi.

ABD’nin Kuzey Carolina eyaletindeki Duke Üniversitesi Tıbbi Araştırma Merkezi tarafınca yürütülen bir araştırmada, spor yapan ve rahatlama seanslarına katılan kalp ve damar hastalarının, kalp krizi tehlikesinin azalmasını sağladığı belirlendi.


Amerikan Tıp Derneği’nin dergisi JAMA’da bugün yayımlanan araştırma sonuçlarında, kalp ve damar hastası 40-84 yaşlarında 92 erkek ve 42 kadın gözlendi.

Araştırmada hastaların üçte birine rutin tıbbi tedavi uygulanırken, üçte biri rutin tedavinin yanı sıra 4 ay boyunca haftada üç kez 35 dakika boyunca uzman denetiminde aerobik yaptı.

Araştırmaya katılan diğer hasta grubuna ise tüm bunlara ek olarak 4 ay boyunca haftada 1,5 saat stres azaltma seansı uygulandı.

Araştırma sonunda, egzersiz ve rahatlama seansı yapan hastaların, diğer iki gruba oranla daha fazla güçlendiği ve kalp-damar risk belirleyicilerinin belirgin şekilde iyileştiği tespit edildi.

15 Ocak 2009 Perşembe

AHMET MARANKİNİN ŞİFALI ÖNERİLERİNDEN BİR DEMET

Ahmet Beyin, kürleri kalem kalem yazılıyor, ama kelime aralarında söyledikleri çok fazla dinlemeniyor veya kısa, kısa anlatıldıkları için, yazılamıyor diye düşündük ve Ahmet Marankinin, kelime aralarından küçük bir derleme yaptık. Bu derlemeleri hep beraber görelim.
ANNE SÜTÜNÜ ARTIRMAK İÇİN AYVA : Ayvayı, haşlayarak ve ya tatlısını yaparak, ya da çiğ olarak tüketirseniz, anne sütünü en az 5 kat artırır.
SAÇKIRAN VE SAKAL KIRAN İÇİN : Isırganotu yağı, çam yağı ve sarımsak yağını karıştırıp, saçkıran olan bölgelere sürün. Ayrıca, sarımsağı ezip bu bölgelere süredilirsiniz. 1 hafta içinse etki edecektir.
SAFRA TAŞLARI VE BÖBREK TAŞLARI-KUMLARI İÇİN KETEN YAĞI : 20 günlük kullanım sonucunda, böbrek ve safra kesesi taşlarından kurtulabilirsiniz.
TANSİYON-MİDE VE KALIN BAĞIRSAK İÇİN SARIMSAK : Her gece yatmadan önce, 1 diş sarımsağı bütün olarak yutun. Sarımsakları ezmeyin. Bütün olarak yutulduğundan kokusu da olmayacaktır.
TOKSİN ATMAK İÇİN : Tere en güçlü toksin attırıcıdır. Çok iyi bir akciğer temizleyicidir.

AHMET MARANKİDEN ZAYIFLAMA VE AĞRILI DİZ ŞİŞLİKLERİ İÇİN LAHANA KÜRÜ

Lahana,kanserde tutun da, kan yağlarını düşürmeye, ağrılı şişliklere, ödemlere birebir önerilen bir bitki. Biz bu yazımızda, Ahmet Marankiden, zayıflama ve ağrılı şişlikler üzerine iki ayrı tarif vermek istiyoruz.

ZAYIFLAMAK İÇİN LAHANA KÜRÜ :
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 lt su,
* 200 gr lahana,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : 1 lt suyu kaynatın. 200 gr lahanayı içine atarak, 3 dak. kaynatın. Günde 1 defa suyunu için. Sade içemiyorsanız, içine limon sıkabilirsiniz.
AĞRILI DİZ ŞİŞLİLKLERİ İÇİN LAHANA KÜRÜ
Ağrılı diz şişliklerinde,, lahanayı haşlayın. Ütüleyip, ağrıyan bölgeye sarın. 5 gün sonunda şişliklerin indiğini göreceksiniz.

AHMET MARANKİ KOZMİK SALATA

Kozmik temzilikle birliket, vücut yenileniyor ve çok daha sağlıklı bir yaşam olanağı bulunuyor. Vücudu temizlemek, karaciğeri temizlemekle eş anlamda. Ahmet Marankinin, vücudu ve karaciğeri temizleyen kozmik salata tarifini yayınlıyoruz.

KOZMİK SALATA : Lahana, ıspanak, maydonoz, tere, roka,soğan, gibi sebzeleri, üzerine limon ve nar şerbeti dökerek tüketmeniz gerekir. 1 hafta sonra , vücudunuzda ve cildinizde meydana gelen değişiklikleri, kendinizde göreceksiniz.

AHMET MARANKİ ERKEN MENAPOZ VE KADIN HASTALIKLARI İÇİN BİTKİSEL KÜR

Ahmet Maranki Shov Tvde Alişan ve Çağla Şıkel konuğu oldu. Yine çok önemli ve faydalı konularda bizlewri bilgilendiren Ahmet Marankinin bu yazımızda anlatacağımız kürü, hanımlar için çok faydalı ve gerekli bir kür. Özellikle de erken menapoz sorunu yaşayan hanımlar, bu yazımızı dikkatle okumalı.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 tutam, Civanperçemi,
* 1 tutam, Arslanpençesi,
* 1 tutam, Adaçayı,
* 1 tutam, Çobançantası,
* 1 tatlı kaşığı bal,
* 500 gr su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bu kürü, 1. gün arslanpençesi– adaçayı, 2.gün civanperçemi-adaçayı ,3. gün ise çobançantası– adaçayı ile yapın. Adaçayını, her bitkinin içine karıştırın. Kaynamış olan suyun içine, Bu bitkilerden birisini ve adaçayını günde 1 bardak için. Tatlandırmak amaçlı bal kullanılabilir. 3 hafta uygulayın. Pek çok sıkıntınızın çözüldüğünü göreceksiniz.

SİVİLCESİZ VE PÜRÜZSÜZ BİR CİLT İÇİN TURP MASKESİ

Cildinizin porselen gibi olmasını ister misiniz ? Hem de 3 hafta gibi kısa bir sürede. Üstelik de tamamen doğal. Nasıl olacak bu iş diye soranlar için, hemen malzemelerimizi sayalım ve tarifimize geçelim.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet turp,
* 1 su bardağı süt,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Turpu rendeleyin. Sütü kaynatıp, rendelenmiş olduğunuz turpu içine atın ve 1–2 dak kaynattıktan sonra altını kapatın. Hazırlamış olduğunuz bu karışımı, buzdolabında 1 gece bekletin. Ertesi gün sabahtan itibaren maskeyi yüzünüze uygulamaya başlayın. 21 gün sonunda porselen kadar pürüzsüz bir cilde sahip olacaksınız.

14 Ocak 2009 Çarşamba

AĞIZ YARALARI İÇİN BİTKİSEL ÖNERİLER

Ağız yaraları için, çeşitli bitkisel önerilerde bulunulabilir. Bu yazımızda, ğız yaralarından muzdarip olan okurlarımız için, 3 ayrı bitkisel önerimiz mevcut. Bu önerileri sırayla görelim.

MEŞE MAZISI TOZU : Tanen açısından son derece zengin olan meşe mazısı, toz halinde kullanıldığında, Ağız yaralarına ve açık yaralarına karşı son derece faydalı.
KEBABE : Hindistan eriği olarak bilinen kebabe, ağızda emilerek kullanıldığı takdirde, ağız yaralarını iyileştirir. Ses tellerine fayda sağlar.
ARI POLENİ : 1 çay kaşığı polen, şeftali suyuna katılarak içilirse, hem enerji verir, hem ağız yaralarına iyi gelir. Ayrıca çocuklara, sabahları 1 tatlı kaşığı yedirilirse, gelişimini ve bağışıklık sistemini destekler.

Yüz güldüren yöntemler

Günümüzde yüze genç ve dinamik bir görünüm kazandırmak için pek çok yöntem uygulanıyor. Bunlar birleştirildiğinde daha kalıcı, az riskli ve az komplikasyonlu sonuçlara ulaşılabiliyor...

Yüz germe ameliyatı denilince hemen aklımıza tüm yüz derisinin, deri altı yapılarından ayrılıp bütün kırışıklıkları giderecek şekilde gerilmesi gelebilir. Ama yüzdeki kırışıklıkların hepsini sadece deriyi gererek ortadan kaldırmaya çalışmak mimiksiz bir ifade ortaya çıkarır, bu da yüze bir maske görünümü verebilir. Oysa alın, göz ve dudak etrafındakı kırışıklıklar ilave metotlarla ayrıca tedavi edilebilir.

Yüz germe ameliyatında derinlik olarak üç tabakada işlem yapılabilir: En üstteki tabaka deridir ve sadece bunun tek başına fazla gerilmesi ile "rüzgara karşı yürüyen bir insanın yüz görünümü" ortaya çıkabilir.
Önemli olan ikinci tabaka, yani yüze uyum ve istikrar sağlayan, SMAS denilen tabakadır.


Bu tabakayla birlikte boyun ve alın adalelerinin ayrı olarak gerilmesi, daha doğrusu sarkmış durumdaki yerlerinden eski pozisyonlarına getirilmesi, yüze eski doğallığını ve dinamizmini kazandırır.

Üçüncü tabaka ise periost denilen, kemik üzerindeki tabakadır. Bu tabakanın lifting'i genellikle endoskopi tekniği ile yapılır. Bazı otoriteler bu metodu uygulayarak yüzü gençleştirmenin yanında yüzde aşikar ifade değişikliklerinin meydana gelmesine sebep olmuşlardır. Bu değişiklik ihtimali ameliyattan önce hastayla mutlaka konuşulmalıdır.

Yüz gerdirmede neler uygulanıyor?

Face styling: Face lifting ile bütün yüz kırışıklıklarını gidermek mümkün değildir, dolayısıyla başka ilave yöntemlerle kombine etmek gerekir. Ekzodermpeeling, laserpeeling, dermabrazyon, yağ veya diğer dolgu maddeleri ile doldurma işlemleri gibi. Dünyada bazı plastik cerrahlar son zamanlarda popüler olan bu kombinasyon yöntemini "Face styling" olarak adlandırıyor.

Midface-lifting: Klasik face lifting'de genellikle yüzün sarkmış olan orta bölümünü etkin bir şekilde germek mümkün değildir. Yüzün orta kısmının sarktığı durumlarda "midface-lifting" denilen orta yüz germe yöntemiyle bu kısımlar, alt göz kapağının kenarından yapılan kesiyle tamamen kemik üzerinden sıyrılıp yukarı asılır. Deri ve onun altındaki SMAS tabakasının çekilmesiyle yüzün sadece üçte ikilik alt kısmı gerilir. Alın ve göz bölgeleri için ayrı bir işlem yapmak gerekir.

Alın germe: Kaşların devamlı kaldırılması ile alında ortaya çıkan yatay çizgilenmeler, yüzün kırışık olmayan diğer kısımlarıyla tezat yaratabilir. Ayrıca devamlı kaş çatmadan veya güneşten gözü koruma refleksinden dolayı kaşlar arasında ortaya çıkan dikey derin çizgiler de yüze sert bir ifade verebilir. Günümüzde botoks enjeksiyonları ile bu kırışıklıklar sadece geçici olarak ortadan kaldırılabilmektedir. Devamlılık ise sadece alın germe ameliyatı ile sağlanabilir. Klasik olarak alın saç sınırından 3-4 cm. kadar içeriden, bir şakaktan öbür şakağa kadar uzanan bir kesiyle alın derisi alın adalesiyle birlikte alın kemiğinden sıyrılır, fazla aktif olan alın ve kaş çatma adaleleri kısmi olarak zayıflatılır veya kesilerek pasif hale getirilir. Aşağıya sarkmış kaşlar eski pozisyonlarına getirilir ve saçlı deriden 1-2 santimlik bir şerit çıkarılarak alın gerilir.

Endoskopik alın germe ve kaş kaldırma: Bilhassa gençlerde, alınları fazla gevşememiş, çok fazla deri çıkarılması gerekmeyen hastalarda 3-5 mini kesi ile bütün alın derisini mobilize etmek ve endoskopik kamera yardımıyla görerek kaş arası adalelerini zayıflatmak ve kaşları normal pozisyonlarına getirmek mümkündür. Endoskopik alın germenin kalıcılık süresi klasik alın germe ameliyatının kalıcılığı kadar uzun değildir.

Kaş kaldırma: Alın germe gibi büyük ameliyat işlemi arzu etmeyen hastalarda ve bilhassa erkeklerde, kaşın üst sinirinden yapılan kesiyle elips şeklinde deri çıkartılması ve bu şekilde kaşların normal pozisyonlarına getirilmesidir. Ayrıca kaş ve şakak arasında deri altından tünel açılarak mini kesilerle kaşı asmak da çok sıklıkla uygulanan bir tekniktir.

Şakak liftingi: Genellikle tek bir ameliyat olarak genç hastalarda uygulanan bir metottur. Çökmeye başlamış yanak bölgesinin yukarıya kaldırılması ve göz etrafındaki kırışıklıkların hafifletilmesi sağlanır.

Mini-lifting: 40 yaş civarındaki, boyun sarkıklığından ziyade yanağın sarktığı durumlarda uygulanan, fazla kesi gerektirmeyen, genellikle sadece derinin gerdirildiği bir yöntemdir. Birçok cerrah tarafından da "Model-lifting" diye adlandırılır. Kalıcılığı çok uzun süreli değildir.

Midi-lifting: Mini-lifting'e ilave olarak derin tabakaların da gerildiği bir metottur. İşkadınlarının ve erkeklerin çok rağbet ettiği bir yöntem olmaya başlamıştır. İyileşme sürecinin kısalığı ve kalıcılığının mini-lifting'e nazaran daha uzun olması avantajlarıdır. Boyun gerilmesinin gerekmediği durumlarda kısa kesilerle uygulanması mümkündür.

13 Ocak 2009 Salı

AHMET MARANKİDEN CİLDİNİZDE HARİKALAR YARATACAK KİL MASKESİ TARİFİ

Ahmet Maranki, hep kozmik beden temizliğinden bahsetti. Beden temizliği, cildinize de yansıyacağı için, cildinizdei bedeninizde yenilenmiş olacak. Kozmik beden temizliğini yaparken, cildinize de doğal uygulamalar yapmanızın bir sakıncası olmayacaktır. Ahmet Maranki, cildinizde, kısa sürede harikalar yaratacak, doğal maske tarifini anlattı. Kaçıranlar için, bir kez de biz yayınlıyoruz.

GEREKLİ MALZEMELER :
* Gülsuyu,
* Kil
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bir miktar kilin içine, yeteri kadar gül suyu ekleyin ve maske kıvamında bir macun hazırlayın. Cildinize sürerek, 1 saat bekletin. Cildinizden ovalayarak çıkarın. Cildinizi gül suyu ile silin. 1 hafta uygulayın.

13 OCAK 2009 AHMET MARANKİDEN BİTKİSEL KÜRLER

Prof. Dr. ahmet Maranki, hepimizin bildiği gibi kozmik bilim uzmanı. İlaçlarla değil, doğal yollarla, hem vücudumuzu, hem cildimizi arındırabileceğimizi savunan bir isim. 13 Ocakta yayınlanan Nur Ertürkle Her Sabah programında, önemli açıklamarın yanında, bitkisel kürlerinide açıkladı. Bu külerden, çocuklarda görülen bağırsak parazitleri ve kalp damarları tıkanıklığı için önermiş olduğu iki kürü bu yazımızda bulabilirsiniz.

ÇOCUKLARTDA GÖRÜLEN BAĞIRSAK PARAZİTLERİ İÇİN ; Çocuklardaki bağırsak parazitleri, ancak yumurtlama döneminde, tahlillerde çıkacağı için, pek çok parazit tahlilde çıkmaz. Çocuklarınızın kansızlık ve gelişim geriliği gibi sorunlar yaşamasına neden olan bağırsak parazitleri için, Ahmet Marankinin doğal önerisi;
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 bardak su ,
* 1 baş sarımsak.
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Suyu 1 saat kaynattıktan sonra, soğumaya bırakın. Soğumu olan suyun içine, sarımsakları ezin ve suyun içine katın. Bu karışımla çocuğunuza lavman yapın.
KALP DAMARLARINDA OLUŞAN TIKANIKLIKLARI AÇMAK İÇİN ;Kalp damarlarının tıkanıklığını açmak için, Ahmet Marankinin önerisi alıç çayı.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 bardak su,
* 1 er çay kaşığı alıç yaprağı çiçeği ve alıç,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Suyu kaynatıp, alıçın çiçek, yaprak ve meyvelerini suyun içine atın. Bir kaç dak demlendirdikten sonra, sabah akşam bu çayı için.

DIS AGRILARINA VE SEDEF HASTALIGINA KARSI KUR

Boğaz ağrılarına, nefes darlığına çok faydalı..

Melissa çayı, balgama ve sedef hastalıklarına çok faydalıdır. Dimağ tutuklarına fayda, kalbe kuvvet ve ferahlık verir.

melisa çayıÇarpıntı ve sıkıntıyı uzaklaştırıp zihni açar. Akrep sokmalarında yakı yapılırsa faydalıdır. Diş ağrılarını dindirir. Yaprakları tuzla pişirilerek yaralara yakı olarak konursa çok faydalı olur.

Melissa çay gibi içirilirse sinir krizlerini önler sinirleri yatıştırır. Bağırsak yaralarına, boğaz ağrılarına, nefes darlığına çok faydalıdır. Bir miktar melissayı banyo suyuna koyarak küvette oturulursa kadınların ay halini söktürür

AHMET MARANKİ SİYAH TURP KÜRÜ

Mide kanseri, karaciğer hastalıkları, akciğer kanseri safra kesesi sorunları ve kanseri için Prof. Dr Ahmet Marankinin önermiş olduğu siyah turp kürünü kaçıranlar ve yeniden okuyup, uygulamak isteyenler için bir kez de biz yayınlıyoruz.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 lt su
* 2 adet orta boy siyah turp
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : En doğrusu, turpu çiğ olarak kabuklarıyla birlikte yemektir. Ama eğer turpu çiğ olarak yiyemiyorsanız, Suyu kaynatın. Turpları rendeleyin.Kaynayan suyun içine atın. 5 dak kaynatın. Sabahları aç karnına bu suyu için.
FAYDALARI : Akciğer hastalıkları ve kanseri, karaciğer kanseri, mide kanseei, safrakesesi hastalıkları ve kanseri üzerine etkilidir.