31 Temmuz 2009 Cuma

SAĞLIK İÇİN ALTIN KURALLAR

Sağlıklı yaşamayı istemek yetmez. Bunun için, bazı atılımlarda bulunmanız gerekir. Yapılan araştırmalar sonucunda, sağlıklı yşamak için, gereken 10 altın kural belirlenmiş. Bu kuralları sırayla görelim. Prof. Dr. Osman Müftüoğlunun önerileri ile ;
SOSYAL BİR İNSAN OLUN : Ülkenizin, şehrinizin, semtinizin sorunlarına ilgi gösterin.
BEDEN VE RUH DENGENİZİ KOURYUN : Uzun süreli birçok çalışma, gösterdi ki, duygusal olarak kendini iyi hissetmek, daha sağlıklı olmanızı ve daha uzun süre genç kalmanızı sağlıyor. Beden-ruh dengesi, halinize şükretmenizi de kolaylaştırıyor. Duygusal olarak, kendinizi iyi hissettiğiniz zaman, bedeninizin işi kolaylaşıyor. Bu nedenle, yalnız bedeninizle değil, ruh sağlığınızla da ilgilenmeniz, ruhunuzu da korumanız, geliştirmeniz ve beslemeniz gerekiyor.
NEŞE VE MUTLULUK 2 ÖNEMLİ VİTAMİNDİR : "Mutluluk an, huzur zamandır." Mutluluk sizin üretebileceğiniz, farkındalıklarınızla geliştirip, büyütebileceğiniz, çok özel, kısa süreli ama, çok kolay kazanılabilen anlardır. Oluştuğu anlarda, hissedilebilen duygulardır. Bunun için, neşeli biri olmayı, hoşgörülü, keyifli, endişesiz, umudu, kahkahası bol biri olmayı (ve böyle insanlarla birlikte yaşamayı) ilke edinin. Kötümser, endişeli ve sorunlu insanlardan uzak durun. Fırsat buldukça, (hatta bazen kendinizi zorlayarak) gülmeyi ve kahkaha atmayı ihmal etmeyin.
HASTALIKLARDAN KENDİNİZİ KORUYUN : Tıp, bizlere, hastalıklardan korunma ve erken teşhis konusunda, muazzam fırsatlar sunuyor. Hastalıklara neredeyse hücresel, hatta genetik düzeyde tanı koyabilmeyi vaat ediyor. Siz ne yaparsanız yapın, bazı hastalıklara kaderiniz sizi çekip götürüyor ama, sağlığını koruma ve sağlık risklerini takip etme konusunda, hassas davrananlara bu tür kötü piyangolar, daha seyrek rastlıyor. İnsan aklı ne yazık ki, beden ve ruhun sağlıklı durumunu idrak edemiyor. Ne zaman ki, vücudumuzda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ediyor, ancak o zaman sağlığın önemini, ciddiyetini düşünmeye, konuşmaya başlıyoruz. Bu nedenle, sağlık kontrollerinin düzenli yaptırılması gerekiyor.
BESLENME, UYKU VE STRES ÖNEMLİ BİR KONUDUR : Ne yiyip içtiğiniz, nasıl bir yaşam sürdüğünüz, yani "hayat tarzınız" (uykunuz, aktiviteniz, stres yönetimi beceriniz) sağlığınızı belirleyen temel faktörlerdendir. Yaşlandıkça, daha az kalori tüketmeyi hedefleyin. Çünkü, yaş 40 ı geçti mi can boğazdan gelmiyor, gidiyor. Taze ve temiz şeyler yiyip içmeyi hedefleyin. Sebze ve meyvelerden, bakliyat grubu besinler ve tahıllardan, hayvansal ürünlerden, dengeli bir şeklide istifade edin. Her gün en az 1,5 litre su için. Az yağlı besinler tüketin. Sebzeyi, meyveyi mümkün olduğu kadar daha çok yiyin. Uyku sorunlarınızı tedavi ettirin. Stressavar önlemleri öğrenin.
ZARARLI ŞEYLERİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN : Alkol ve sigaranın zararları, artık tartışma konusu bile yapılmıyor. Günde 1-2 fincan kahve bir problem yaratmıyor ama, fazlası kalbi de beyni de yoruyor. Yiyecek ve içeceklerdeki katkı maddeleri, besinlerdeki kirlilikler, sağlığınızı en azından uzun vadede bozabiliyor. Tatlandırıcılar, fazla miktarda tuz kullanmak, aşırı şeker tüketmek, şeker eklenmiş içecekleri fazla miktarda yemek de sağlığa zarar veriyor.
İNANCINIZI KUVVETLENDİRİN : Hangi düşüncede ve inançta olursanız olun, inanç dünyanızı zenginleştirmeye ve güçlendirmeye gayret edin. İnançlı insan, aidiyet duyguları güçlü insandır. İnançlı insan, kendini daha çok yoğun ve kalabalık hisseder. İnanç ve onun sağladığı aidiyet hissi, güven duygusunu pekiştirir. Korku, endişe vb. hasta edici duyguları azaltır. İnanç, az ile yetinmeyi ve hafiflemeyi kolaylaştırır. İnanç duygusu, son yıllarda en etkin detoks ilacı gibi görülüyor.
KİLONUZU KORUYUN : Araştırmalar kronik hastalıkların çoğunun, özellikle şeker hastalığı, hipertansiyon, damar sertliği, hatta bazı kanserlerin vücutta fazla miktarda yağ birikmesinden kaynaklanabileceğini gösteriyor. Özellikle bel ve karın çevresinde, karın içi organların bünyesinde ve çevresinde biriken yağlar tehlikeli bulunuyor. Yeni yaklaşımda yalnızca kaç kilo olduğunuz değil, vücudunuzda ne kadar yağ taşıdığınız, kas yağ oranınız da önem kazanıyor. Her yaşın bir kilosunun olduğu, ideal kiloya değil, sağlıklı kiloya hedeflenmek gerektiği belirtiliyor.
BEYNİNİZİ DESTEKLEYİN : Beyniniz de, kaslarınız da aynı temel kural ile yönetilir. Kullan veya kaybet! Her ikisini de, sürekli olarak ama, akıllıca kullanmanız gerekiyor. Bunun için beyninize de sık sık egzersizler yaptırmanız, onunla "farkındalık ve değişim yolculuklarına çıkmanızda" fayda var. Bu yolculuklar zihninizi besleyip güçlendirecek, fazlalıklarından arındıracaktır. Okuyun, dua edin, bulmaca, sudoku çözün, satranç, briç oynayın ve düşünce egzersizleri yapın, iç dünyanıza doğru yolculuklara çıkın.

30 Temmuz 2009 Perşembe

GUATR HAKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER

Troid hastalığı veya guatr olarak tanımlanan, hastalığın, ne olduğu, sebepleri tedavi şekilleri, tüketilmesi gereken besinler gibi pek çok sorunuza cevap bulacağınız yazımıza, öncelikle, gutr tanımlayarak başlamak istiyoruz.

Guatr, tiroid bezinin, kanser ve iltihabi nedenler dışında, büyüdüğü durumlar olarak tanımlanıt. Guatr Ülkemizde, oldukça yaygın bir hastalık. Bazı bölgelerde, çok daha sık görülmekte. Bir yerleşim bölgesinde halkın yüzde 10'undan fazlasında guatr varsa o alan “endemik-yaygın ve yerleşik- guatr bölgesi” olarak kabul ediliyor. Ülkemizde, Karadeniz Bölgesi dışında, Kastamonu çevresi ve Göller Bölgesi de, endemik guatrın görüldüğü alanlar.
Guatrın bu kadar yaygın olmasının muhtelif nedenleri olabiliyorsa da en önemlisi iyot eksikliğidir. Araştırmalar özellikle, ülkemizde, iyot eksikliğinin, önemli bir problem olduğunu göstermiştir.
GUATR'IN SEBEPLERİ;
* Sağlıklı bir yetişkinin, günde 150 mikrogram civarında, iyota ihtiyacı vardır. Bu miktarı, yiyecek içeceklerle bedenimize kazandırmak zorundayız. Gıdalarla kazanılan iyot miktarı, 50 mikrogramın altına düştüğünde tiroid bezinin hormon (T3, T4 hormonları) üretiminde azalma meydana gelir. Bu durumda, beyindeki hipofiz bezinden, tiroid bezine ulaşan TSH isimli hormon uyarıları yoğunlaşıyor. TSH uyarıları artınca, tiroid bezi büyümeye ve guatr süreci oluşmaya başlar.Bazı besinlerde bulunan ve tiroid hormonu üretimini aksatan maddelerin de guatr oluşumuna katkısı olabilir.
* Mesela karalahanada bulunan -özellikle Karadeniz bölgesinde çok tüketilen bir besindir- bir madde tiroid hormon yapımını engelleyebiliyor. Benzer engellemeyi, bazı patates ve fasulye türlerinin de yaptığı biliniyor. Bununla birlikte, karalahana ile guatr arasında doğrudan bir ilişki kurmak pek kolay görülmüyor.
* Bazı ilaçlar (lityumlu ilaçlar), mikroplar (E.coli), iltihabi nedenler, kistler, kanamalar, antitiroid ilaçlar da guatra yol açabiliyor. Ayrıca büyüme faktörleri olarak bilinen bazı faktörler de tiroid bezinin guatr sürecine girmesine neden olabiliyor.
GUATR'IN BELİRTİLERİ;
* Guatrın tipik bir belirtisi yoktur. Bu nedenle de herhangi bir şikayete sebep olmayabiliyor. Özellikle tiroid bezi fonksiyonlarının normal olduğu guatr söz konusu olduğunda (ötiroid guatr) herhangi bir şikayete rastlanmıyor. Bu kişiler dikkatli bir fiziksel muayeneden ve radyolojik değerlendirmeden geçirilmedikleri takdirde (şikayetler olmadığı ve kanda tiroid hormonu seviyeleri normal kaldığı için) çoğu zaman “senin bir şeyin yok” deyip evine gönderiliyor!
* Bazı guatr olgularında, tiroid bezi içinde kanamalar ya da tiroid bezinde gelişen, iltihaplar nedeniyle ağrı ortaya çıkabiliyor. Büyüyen ve nodül geliştiren, çok iri guatr hastalarında soluk ve yemek borusu üzerine baskı ortaya çıkabiliyor. Bu durum, nefes darlığı ve yutma güçlüğü gibi şikayetlere yol açar.
* Çoğu guatrlı hastada, sinirsel kökenli olduğu bilinen boğazdaki sıkışma hissi, hastalığı uyaran ilk işaret oluyor. Ses kısıklığı, çatallanması ve boyunda ortaya çıkan şişlik de guatr için uyarıcı olabiliyor.
* Guatrın, özellikle kadınlarda yaygın bir sorun olduğu biliniyor. Bu nedenle kadınların bu konuda daha uyanık olmaları gerekiyor.

28 Temmuz 2009 Salı

KARAHİNDİBA VE FAYDALARI

Aslan dişi olarak da bilinen karahindiba, aslında, sarı çiçekli ve yeşil yapraklı bir bitkidir. Buna rağmen, karahindiba olarak anılır. İşe yaramaz bir ot gibi görünen karhindiba, çayı ve pekmezi ile insanlara, uzun yıllar boyu, şifa kaynağı olmuştur. Öncelikle, sizlere, karahindiba çayı ve pekmezinin tarifini verelim. Ardından da, karahindibanın, hangi hastalıklar için şifa kaynağı olduğunu anlatalım.
KARAHİNDİBA ÇAYI : Yarım tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kara hindiba kökü, bir su bardağı dolusu suya akşamdan eklenir, ertesi sabah kaynama derecesine kadar ısıtılır ve süzülür. Bu çay, kahvaltıdan yarım saat önceye ve yarım saat sonraya bölünerek, yudum yudum içilir.
KARAHİNDİBA PEKMEZİ : 2 avuç dolusu kara hindiba çiçeği, 1 lt soğuk suya eklenir ve hafif ateşte kaynamaya bırakılır. Taşmak üzereyken ocaktan indirilir ve sabaha kadar bekletilir. Ertesi gün hepsi bir süzgece boşaltılır ve çiçekler iyice sıkılır. Bu suyun içine bir kilo şeker eritilir ve ince dilimler halinde yarım limon eklenir. ( limon suyu da sıkılabilir ). Daha fazla limon pekmezi ekşitebilir ! Tencere kapaksız olarak ocağa konur. Vitaminlerin yitirilmemesi için, ısının çok düşük olması gerekir. Fazla sıvı böylece, kaynamaya gerek kalmadan buharlaşır. Elde edilen kütle, bir veya iki kere soğumaya bırakılarak, pekmezin en iyi kıvama gelmesi sağlanır. Uzun süre beklediğinde şekerlenmemesi için, yoğunluğunun fazla olmaması gerekir. Ama ince de olmamalıdır, yoksa bir süre sonra ekşimeye başlar. Kahvaltı ekmeğine sürülebilecek kıvamda, çok lezzetli ve ağdalı bir pekmez olmalıdır.
KARAHİNDİBANIN FAYDALARI
* Safra kesesi, karaciğer hastalıklarında faydalıdır.
* Şeker hastaları için kullanılır.
* Kaşıntı, egzama, mayasıl gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır.
* Gut ve romatizma hastalıklarında fayda sağlar.
* Sarılık ve dalak hastalıklarında yararlıdır.
* Yüzdeki sivilcelere iyi gelir.

K VİTAMİNİ NEDİR? HANGİ BESİNLERDE BULUNUR ?

Vitaminlerin, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu, hepimiz biliyoruz. Bu vitaminlerden en önemlisi, K vitaminidir. Peki bu K vitamini ne işe yarar, nelerde bulunur ve eksikliği halinde ne olur? Dilerseniz, bu soruların cevaplarını, hep birlikte görelim.

K vitamini, kanın pıhtılaşmasında rol oynar. yeni doğanlarda barsak kanalı mikroorganizmaları şekillenmediğinden vitamin K yetersizliğinden kanamalar görülebilir.
Peki, K vitamini nelerde bulunur. Hangi besinler K vitamini içerir ?
Bitkiler, peynir, et, karaciğer, yumurta gibi, pek çok besinden K vitamini ihtiyacı karşılanabilir. İnsanlar, besin yolu ile K vitamini alırken, hayvanlarda K vitamini ihtiyacı, barsaklarındaki bakteriler tarafından karşılanır.

23 Temmuz 2009 Perşembe

DİŞ GICIRDATMANIN ZARARLARI

Diş gıcırdatma olarak bilnen, Bruksizim hastalığı, bazı hastalıkları da beraberinde getiriyor. Genellikle, gece, uyku sırasında oluşan bu hastalık bakı ne gibi hastalıkara neden oluyor.

* Diş sıkmatya ve gıcırdatmaya bağlı olarak, bir süre sonrasında, dişlerde, yüz ve çenede ağrıya sebep oluyor.
* Diş gıcırdatma ve buna bağlı olarak gelişen ağrılar kronik hale gelirse, sağlam bir dişin, sallanmaya başlaması ve beraberinde, diş kaybı kaçınılmaz bir sonuç.
* Oluşan ağrılar nedeni ile, kişi, bazı durumlarda, depresyona bile girebiliyor.
* Tüm bunların yanısıra, diş gıcırtatan herkes, hasta olarak kabul edilmiyor. Bu durum ancak, , dişlerde hassasiyet gelişmesi ve kişiye ağrı vermesi halinde hastalık olarak kabul ediliyor.
* Diş yüzeyinde aşınmaya bağlı, diş ağrısı, sıcak-soğuk hassasiyeti ve kırılmalar meydana gelebiliyor.
* Daha ileri safhalarda, dişlere uygulanan fazla basınca bağlı olarak, çenede zamanla kilitlenme ortaya çıkabiliyor, hasta ağzını açamıyor.
* Sabahları, kişide yorgunluk, gerginlik ve yüzde ağrıya neden olabiliyor.
* Diş sıkmaya bağlı ağrılar, zaman zaman kulak ve baş ağrısı olarak, kişiye geri dönüyor.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Uykusuzluğa ne iyi gelir.

Bir insan hayatının ortalama 25 senesini uyuyarak geçirir. Bu şanslı olanlar için geçerli tabi; uyumakta zorluk çeken insomniaklar için bu süre çok daha kısa. Her sorunun olduğu gibi insomnia (uyuyamama sorunu) için de bitkisel çözümler doğada mevcut.


Uyku kalitenizi artırmak elinizde; her sorunun olduğu gibi insomnia için de bitkisel çözümler doğada mevcut.


UYUMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORSANIZ...

1) Yanında karbonhidrat almadığınız yüksek proteinli yemeklerden sonra, uyumakta güçlük çekebilirsiniz. Yüksek proteinli yiyeceklerde bol miktarda tirozin bulunur ve bu beyni “uyanık” tutmaya yarayan bir amino asittir. Etlerin yanında tam tahıllı makarna ya da kepekli pirinç yemeyi deneyin.

2) İkinci Dünya Savaşı sırasında askerlerin uyku ilacı olarak kullandığı acı marulun, sakinleştirici etkisi olduğu bilinmektedir.

3) Gece uykusunun en kaliteli olacağı saatler akşam 22.00 ile sabah 06.00 arasıdır. Vücut kendini gece 23.00 ile 01.00 arası yeniler. Bu saatlerde uyanık olmamakta fayda var.

4) Yatağa girerken çorap giymeyi ihmal etmeyin, çünkü ayaklar, vücudunuzda ilk ısı kaybeden bölgedir, ve bu uykuya dalmayı güçleştirebilir. Ayaklarınızı sıcak tutmak, uyku ilacından daha etkili olabilir.

5) Gün içinde aldığınız kafein miktarını azaltmaya çalışın. Öğlen içtiğiniz bir bardak kahve bile gece sizi uyutmayabilir.

6) Düzenli olarak spor yapanlar, yapmayanlara göre çok daha kaliteli ve düzenli bir uyku çekerler. Spor yaptıktan sonra enerjiniz artıyorsa, sabah saatlerinde yapmanız daha iyi olacaktır.

7) Bazı besinler uyumanıza yardımcı olur; süt bunların başında gelir. Ton balığı, kalkan balığı, enginar, badem, yumurta, şeftali, ceviz, kayısı, kuşkonmaz, yulaf, patates ve muz, uyku getiren diğer besinler. Mümkünse saat 20.00'den sonra hiçbir şey içmeyin. Bu, gece yatarken sık sık tuvalete kalkmanızı önler.

8) Odanız karanlık, rahat ve sessiz olsun. Işık ve ses, çoğu insanın uykusunu kaçırır. Bu nedenle odanızda bilgisayar ve televizyon bulundurmamaya çalışın. Gece kalkarsanız ana ışık kaynağını açmayın, gece lambasını açın. Odanız çok sıcak ya da soğuk olmasın.

9) Sigarayı azaltın. Yatmadan sigara içince kendinizi gevşemiş gibi hissetseniz de, bir süre sonra uykusuzluğa neden olur. Nikotinin etkisi tıpkı kafein gibidir ve vücudunuzda 14 saat etkili olur.

10) Evcil hayvanınız varsa, odanıza almayın. Kedi ve köpeğiniz sizinle mi uyuyor? Demek ki uykusuzluğa davetiye çıkarıyorsunuz, gece yarısı ayağa dikilmeye heveslisiniz. Evcil hayvanların yeri yatak değildir.




KEDİOTU
Kediotunun küçük pembe-beyaz çiçekleriyle çekici bir görüntüsü vardır fakat köklerinin kokusu pek hoş değildir.Bu koku kedilerin çok hoşuna gider,bitkinin toprağını kazıp kökünü çıkarmaya çalışırlar.Bu yüzden bitkiye kedi otu denmiştir. Uykusuzluğa ondan daha iyi gelen bir bitki henüz bulunamamıştır. Kediotu kökünü, yatmadan 1 saat önce 2 kapsül alabilirsiniz. Ya da kediotunun çayını, tabletlerini ya da sıvı ekstrelerini kolaylıkla bulabilirsiniz.


PAPATYA
Sakinleştirici etkisi vardır, uykusuzluğa çok iyi gelir. Sinir sistemin rahatlatmak ve bitkinliği gidermek için papatya banyosundan oldukça iyi sonuç alınabilmektedir. Banyo suyu için 4 avuç dolusu papatya kaynamış suya konur ve normal çay gibi demlenir ve ılıması beklenir. Papatya çayı için de bir tutam papatya 1 bardak kaynamış suda haşlanır ve 10 dakika demlenir.


LAVANTA
Lavanta kokusu, sinir sisteminizi gevşetir ve sizi uyanık tutan stres hormonlarını azaltır. Ayrıca lavanta kokusu, beyni rahatlatan alfa dalgalarının üretimini çoğaltır ve dolayısıyla uyumanıza yardımcı olur. Özellikle depresyonla ilgili aşırı sinirlilik durumunda yatıştırıcı olur. Dilerseniz lavanta yağı ile duştan sonra masaj yapabilirsiniz, bu gevşemenize yardımcı olacaktır.


KEREVİZ SAPI
Çok yaygın olarak bulunmayan bu kereviz cinsinin uykusuzluğa iyi geldiği bilinmektedir. Kereviz saplarını isterseniz çiğ olarak, isterseniz ince ince doğrayıp çorbalara veya salatalara ilave ederek kullanabilirsiniz.


ŞERBETÇİ OTU
Maya otu ya da bira otu olarak da bilinir. Uykusuzluğunuz, adet dönemin ya da menopoz ile ilgiliyse, şerbetçiotu hormonlarınızın seviyesini dengeleyecektir. Bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış şerbetçi otunu, orta boy bir su bardağı kaynamış sıcak suyla haşlanır. 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 3 bardak taze demlenmiş çay içilebilir. Çayını içtikten sonra bir tül bir kesenin içine şerbetçiotlarını koyup, yastığınızın altına da koyabilirsiniz.


OĞUL OTU
Halk dilinde limon nanesi, melisa ya da kovan otu olarak da bilinen oğul otunun iç açıcı bir kokusu vardır ve sinirlerin yatışmasına yardımcı olur. 2 ya da 3 çay kaşığı dolusu ince kıyılmış oğul otuna 1 bardak kaynamış su eklenir. 10 dakika kadar demlendikten sonra süzülür. Bitki kesinlikle kaynatılmamalıdır. Dilerseniz bal ile tatlandırarak, günde 3 ya da 4 bardak içilebilir. Yatmadan önce içilmesi tavsiye edilir.

Uykusuzluğa ne iyi gelir.

Bir insan hayatının ortalama 25 senesini uyuyarak geçirir. Bu şanslı olanlar için geçerli tabi; uyumakta zorluk çeken insomniaklar için bu süre çok daha kısa. Her sorunun olduğu gibi insomnia (uyuyamama sorunu) için de bitkisel çözümler doğada mevcut.


Uyku kalitenizi artırmak elinizde; her sorunun olduğu gibi insomnia için de bitkisel çözümler doğada mevcut.


UYUMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORSANIZ...

1) Yanında karbonhidrat almadığınız yüksek proteinli yemeklerden sonra, uyumakta güçlük çekebilirsiniz. Yüksek proteinli yiyeceklerde bol miktarda tirozin bulunur ve bu beyni “uyanık” tutmaya yarayan bir amino asittir. Etlerin yanında tam tahıllı makarna ya da kepekli pirinç yemeyi deneyin.

2) İkinci Dünya Savaşı sırasında askerlerin uyku ilacı olarak kullandığı acı marulun, sakinleştirici etkisi olduğu bilinmektedir.

3) Gece uykusunun en kaliteli olacağı saatler akşam 22.00 ile sabah 06.00 arasıdır. Vücut kendini gece 23.00 ile 01.00 arası yeniler. Bu saatlerde uyanık olmamakta fayda var.

4) Yatağa girerken çorap giymeyi ihmal etmeyin, çünkü ayaklar, vücudunuzda ilk ısı kaybeden bölgedir, ve bu uykuya dalmayı güçleştirebilir. Ayaklarınızı sıcak tutmak, uyku ilacından daha etkili olabilir.

5) Gün içinde aldığınız kafein miktarını azaltmaya çalışın. Öğlen içtiğiniz bir bardak kahve bile gece sizi uyutmayabilir.

6) Düzenli olarak spor yapanlar, yapmayanlara göre çok daha kaliteli ve düzenli bir uyku çekerler. Spor yaptıktan sonra enerjiniz artıyorsa, sabah saatlerinde yapmanız daha iyi olacaktır.

7) Bazı besinler uyumanıza yardımcı olur; süt bunların başında gelir. Ton balığı, kalkan balığı, enginar, badem, yumurta, şeftali, ceviz, kayısı, kuşkonmaz, yulaf, patates ve muz, uyku getiren diğer besinler. Mümkünse saat 20.00'den sonra hiçbir şey içmeyin. Bu, gece yatarken sık sık tuvalete kalkmanızı önler.

8) Odanız karanlık, rahat ve sessiz olsun. Işık ve ses, çoğu insanın uykusunu kaçırır. Bu nedenle odanızda bilgisayar ve televizyon bulundurmamaya çalışın. Gece kalkarsanız ana ışık kaynağını açmayın, gece lambasını açın. Odanız çok sıcak ya da soğuk olmasın.

9) Sigarayı azaltın. Yatmadan sigara içince kendinizi gevşemiş gibi hissetseniz de, bir süre sonra uykusuzluğa neden olur. Nikotinin etkisi tıpkı kafein gibidir ve vücudunuzda 14 saat etkili olur.

10) Evcil hayvanınız varsa, odanıza almayın. Kedi ve köpeğiniz sizinle mi uyuyor? Demek ki uykusuzluğa davetiye çıkarıyorsunuz, gece yarısı ayağa dikilmeye heveslisiniz. Evcil hayvanların yeri yatak değildir.


KEDİOTU
Kediotunun küçük pembe-beyaz çiçekleriyle çekici bir görüntüsü vardır fakat köklerinin kokusu pek hoş değildir.Bu koku kedilerin çok hoşuna gider,bitkinin toprağını kazıp kökünü çıkarmaya çalışırlar.Bu yüzden bitkiye kedi otu denmiştir. Uykusuzluğa ondan daha iyi gelen bir bitki henüz bulunamamıştır. Kediotu kökünü, yatmadan 1 saat önce 2 kapsül alabilirsiniz. Ya da kediotunun çayını, tabletlerini ya da sıvı ekstrelerini kolaylıkla bulabilirsiniz.

PAPATYA
Sakinleştirici etkisi vardır, uykusuzluğa çok iyi gelir. Sinir sistemin rahatlatmak ve bitkinliği gidermek için papatya banyosundan oldukça iyi sonuç alınabilmektedir. Banyo suyu için 4 avuç dolusu papatya kaynamış suya konur ve normal çay gibi demlenir ve ılıması beklenir. Papatya çayı için de bir tutam papatya 1 bardak kaynamış suda haşlanır ve 10 dakika demlenir.

LAVANTA
Lavanta kokusu, sinir sisteminizi gevşetir ve sizi uyanık tutan stres hormonlarını azaltır. Ayrıca lavanta kokusu, beyni rahatlatan alfa dalgalarının üretimini çoğaltır ve dolayısıyla uyumanıza yardımcı olur. Özellikle depresyonla ilgili aşırı sinirlilik durumunda yatıştırıcı olur. Dilerseniz lavanta yağı ile duştan sonra masaj yapabilirsiniz, bu gevşemenize yardımcı olacaktır.

KEREVİZ SAPI
Çok yaygın olarak bulunmayan bu kereviz cinsinin uykusuzluğa iyi geldiği bilinmektedir. Kereviz saplarını isterseniz çiğ olarak, isterseniz ince ince doğrayıp çorbalara veya salatalara ilave ederek kullanabilirsiniz.

ŞERBETÇİ OTU
Maya otu ya da bira otu olarak da bilinir. Uykusuzluğunuz, adet dönemin ya da menopoz ile ilgiliyse, şerbetçiotu hormonlarınızın seviyesini dengeleyecektir. Bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış şerbetçi otunu, orta boy bir su bardağı kaynamış sıcak suyla haşlanır. 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 3 bardak taze demlenmiş çay içilebilir. Çayını içtikten sonra bir tül bir kesenin içine şerbetçiotlarını koyup, yastığınızın altına da koyabilirsiniz.

OĞUL OTU
Halk dilinde limon nanesi, melisa ya da kovan otu olarak da bilinen oğul otunun iç açıcı bir kokusu vardır ve sinirlerin yatışmasına yardımcı olur. 2 ya da 3 çay kaşığı dolusu ince kıyılmış oğul otuna 1 bardak kaynamış su eklenir. 10 dakika kadar demlendikten sonra süzülür. Bitki kesinlikle kaynatılmamalıdır. Dilerseniz bal ile tatlandırarak, günde 3 ya da 4 bardak içilebilir. Yatmadan önce içilmesi tavsiye edilir.

21 Temmuz 2009 Salı

SAĞLIK İÇİN 12 MUCİZE BESİN

Bazı besinlerin, besin değeri ve sağlığımıza kattıkları, bilimsel olarak da kanıtlanmış ve tüm dünya tarafından kabul görmüştür. Bu yazımızda, 12 mucize besinden bahsetmek istiyoruz sizlere. Bu besinler, deyim yerindeyse, cana can katan türden...

YEŞİL ÇAY : Mesane, kolon, nefes borusu, pankreas, rektum ve mide kanserlerine yakalanma riskini azaltır. Kilo kontrolünü kolaylaştırır.
NAR : Antiokidanlar bakımından zengindir. Kan basıncını dengeler, damarları korur ve tümörlerin büyümesini engeller.
ELMA : kciğer kanseri, astım ve diyabete karşı korur. Kemik güçlendiren K vitamini içerir. Yemeklerden 30 dakika önce tüketildiğinde iştahı bastırmaya yardımcı olur.
BROKOLİ : Tüm kanser risklerini azaltır. Mineral ve vitamin oranları çok yüksektir. Ayrıca vücudu toksinlerden arındıran kimyasallara sahiptir.
YUMURTA : Doğanın en kusursuz yiyeceği olarak tanımlanıyor. Protein bakımından zengin ama kalorisi düşük. Beyni korur ve göz sağlığını güçlendirir.
KIRIZI ET : İşlemden geçirilmemiş kırmızı et, omega-3 bakımından zengindir. Makul miktarda tüketildiğinde kanserden korur. Protein ve B12 vitamini kaynağı.
FINDIK-FISTIK : Haftada 5 kez tüketmek kalp krizi ve kalp hastalığı riskini yüzde 30-50 arasında azaltıyor. Her gün için 25 gramlık, badem, ceviz, fıstık, fındık yeterli.
SÜT : in, mineral ve yararlı bakteriler bakımından zengin olan süt, kanserle savaşan CLA asidini de içerir.
SOMON : En iyi anti-aging gıdası. Omega-3 beyni ve kalbi korur. Ruh halini dengeler ve kan şekerini düzenler.
FASULYE : Kiloyu dengeler, kan şekerini düzenler. Kolon kanseri ve kalp hastalığından korur. Günlük tavsiye edilen lif miktarı 25-38 gram. Bir fincan fasulye ise 11-17 gram lif içerir.
YABAN MERSİNİ : Kanserden koruyan antioksidanlar içerir ve hafızayı güçlü kılar. Lif bakımından zengindir.
SOĞAN-SARIMSAK : Mide, prostat, yemek borusu kanserlerine karşı korur. Kalp hastalığı riskini yüzde 20 azaltır.
Görüldüğü üzere, çoğu bildiğimiz ve mutfaklarımızdan eksik etmediğimiz şeyler.

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Suna dumankaya selülit için tarif

Taze defne ve biberiyeyi cam kavanoza koyun. Üzerine çıkacak kadar susam yağı ve iki çorba kaşığı soya yağını karıştırın. İki hafta güneşte bekletin.

Ardından karışımı süzüp içine 4 limon suyu sıkın. Vücudunuza masaj yaparak uygulayın. Bu karışım kan dolaşımını hızlandırır.

Ayrıca düzenli spor yapmayı ihmal etmeyin. Meyve ve sebze tüketin. Her gün mutlaka bir dilim ananas yemelisiniz. Çünkü ananas metabolizmayı hızlandırır ve yağları yakar.

SUNA DUMANKAYA

Bronşite ve Basura çözüm...

Sığırkuyruğu

Önerilen hastalıklar: Göğsü yumuşatır. Balgam söktürür. Bronşite faydalıdır. Veremde, romatizma ağrılarında kullanılır, ses kısıklığına faydalıdır. Yatmadan önce içilirse uyku verir. Egzamaya iyi gelir, karaciğeri güçlendirir.


Kullanım şekli ve dozu: 1 bardak kaynar suya, kurutulmuş ottan 1 tatlı kaşığı konur ve demlendirirlerek günde 3 defa bir bardak içilir. Taze yaprak ve çiçekleri ezilerek lapa yapılıp yaralar üzerine konulursa, yarayı temizler ve tedavi eder.


Çiçeği dışındaki diğer kısımları, özellikle küçük tohumları hafif zehirlidir.

SÜNNETİN FAYDALARI

Tarihi, M.Ö. 6000 li yıllara kadar uzanan, sünnet, sadece Müslümanlığın bir gerekçesi olmaktan çıkıp, günümüzde, sağlık amaçlı da yapılan bir işlem haline gelmiştir. Sünnetin faydaları, tam olarak bilinemezken, sayılabilen faydaları şöyledir.

* Sünnet olan kişlerde, idrar yolları enfeksiyonlarına daha az rastlanmaktadır.
* Sünnet olan erkeklerde, penis kanseri riski daha azdır.
* Son dönemde yapılan araştırmalara göre, sünnet, cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme de çok fayda sağlıyor.
* Yapılan bir araştırma sonucunda, AİDS i önlemek açısından da, çok faydalı olduğu açıklanmış.
Peki bunlar ve bilinmeyen pek çok faydası olan sünnet için, en uygun yaş nedir? Eğer, yaptırabilirseniz, çocuğun doğduğu andan itibaren, en kısa zaman içerisinde, ama bu süre içerisinde yaptıramıyorsanız, 7 yaşından sonra yaptırmalısınız. Çünkü, 2-6 yaş arası, çocuğun kendi bedenini tanıma yaşıdır. Cinselliğini keşfetme zasmanıdır. Bu dönem içinde yapılacak sünnet, çocuk için travma niteliğindir.


Diyet Nedir? Diet nasıl uygulanır.

a) Düzenli olarak tüketilen besinler ve içeceklerin,
b) Zayıflama amacıyla hazırlanmış besinleri tüketmenin
c) Tedavi veya koruma amacıyla tüketilecek besinlerin çeşit ve miktarlarının
düzenlenmesidir.

17 Temmuz 2009 Cuma

Armutlu Tartölet

MALZEMELER

10 adet
5 adet armut
300 gr tereyağı
50 gr toz şeker
50 gr bal
150 gr pudra şekeri
1/2 paket kuru maya
3 adet yumurta
250 gr un
300 ml kremşanti
2 yemek kaşığı elma suyu
1 tatlı kaşığı tarçın
tuz
kalıplar için un
kalıplar için tereyağı

HAZIRLANIŞI

Armutların dördünü dörde bölüp çekirdeklerini çıkarın ve 1 cm.lik küpler halinde bölün. 50 gr tereyağını tavada eritin. Armutları ekleyip orta ateşte 2 dakika kavurun. Balı ekleyin ve 1 dakika pişirin. Armutları süzgece alın iyice süzülmelerini sağlayın.sularını bir kaba aldıktan sonra armutları bir tepsiye yayın ve soğumaya bırakın. Armut suyunu toz şeker ile karıştırıp harlı ateşte 5 dakika kadar karamelize edin. Kalan tereyağı, bir tutam tuz ve pudra şekerini köpük olana kadar mikserde çırpın. Birer birer yumurtaları ekleyin ve iyice karıştırın. Maya ve unu da ilave edin sonra da armutları ve karameli ekleyin. 10 adet yaklaşık 11-12 cm çapındaki tartölet kalıplarını yağlayın. Hamuru kalıplara dökün. Kalan armutu dörde bölüp çekirdeklerini çıkarın, ince dilimler halinde bölün. Dilimlerin yuvarlak yüzeyleri üste gelecek biçimde hamurların üzerine dizin. Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında yaklaşık 40 dakika pişirin. sıcakken kalıplardan çıkarun. Kremşantiyi çırpın, tarçın ve elma suyu ile tatlandırıp tartöletlerle beraber servis yapın.

Bademli Pilav

MALZEMELER

3 su bardağı haşlanmış Amerikan Pirinci (Didiklenmiş tavuk ile beraber pişmiş pilav)
1/3 su bardağı badem içi (ince dövülmüş)
1/3 su bardağı soya yağı
1/3 su bardağı kadar ince şerit halinde dilimlenmiş havuç
1 çorba kaşığı kadar ince doğranmış kırmızı biber
1 çorba kaşığı margarin
2 çorba kaşığı taze doğranmış maydanoz
Yeterince tuz

HAZIRLANIŞI

Bir tavaya margarini koyup eritin. Soya yağını ilave edin. Yağ kızdıktan sonra badem içi, havuç ve kırmızı biberi, bademler altın rengi alıncaya kadar pişirin. Didiklenmiş tavuk ile beraber pişirilen pilav ve kıyılmış maydanozu ilave edip karıştırın. Sıcak servis yapın.

(6 kişilik)

Her servis 233 kalori, 7 gr protein, 12 gr yağ, 27 gr karbonhidrat, 3 gr doğal lif, 0 miligram kolesterol ve 325 miligram sodyum içerir.

MENAPOZ DÖNEMİNDE CİLT BAKIMI NASIL OLMALI ?

Menapoz dönemi, kadınlar için en sıkıntılı dönemdir. Bu dönemde, hormon dengesi tamamen değiştiğinden dolayı, ciltten saça, pek çok alan için, özenli bir bakı yapmak gerekir. bu yazımız, menapoz döneminde yapılması gereken cilt bakımları için, gerekli malzemeler konusunda, öneriler içermektedir.

* Cildin yapısına uygun bir sabun veya temizleyici ürün. (Normal ve kuru ciltler için gliserinli sabun, yağlı ciltler için ise kepekli sabun)
* Cildi temizledikten sonra uygulanmak üzere, sıkılaştırıcı tonik. (Kesinlikle alkol, aseton, salisilik asit, resorsinol gibi cildi kurutan katkı maddeleri içermemeli).
* Yağlı ciltlere uygun yağsız krem veya jeller
* Cilt yapısına uygun nemlendirici kremler, (kuru ciltler için yağlı, yağlı ciltler için ise az yağlı ve su bazlı)
* Yaz-kış dışarı çıkmadan sürülmek üzere, yüksek faktörlü güneş koruyucular.
* Geceleri uyumadan uygulamak üzere, yine cilt yapısına uygun bir gece kremi.
* Banyo suyuna katmak üzere, parfümsüz banyo yağları.
* Cildin nem dengesini koruması için, ph 5.5 olan temizlik malzemeleri (şampuanlar, vücut yıkama ürünleri vs.) ve bakım ürünleri.

Ançuezli Kanepe

MALZEMELER

20 adet tuzlu kraker
20 adet rulo biçiminde ançuez
100 gr krem peynir
2 çay kaşığı oda ısısında bira

HAZIRLANIŞI

Krem peyniri çatalla ezin ve birayı yavaş yavaş ilave edin. Tuzlu krakerleri üstüne sürün. Üzerlerine ançuezleri koyun.

Sebzeli Lokma

MALZEMELER

25 adet için
1 adet rulo katlı hamur
2 adet yumurta sarısı (çırpılmış)
harcı için:
1 adet havuç
5 adet dilimlenmiş mantar
1 yemek kaşığı kıyılmış pırasa
2 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
1 yemek kaşığı pırasa (ince kıyılmış)
2 yemek kaşığı haşlanmış kıyılmış ıspanak
1 yemek kaşığı kıyılmış maydanoz
1 yemek kaşığı tereyağı
karabiber
tuz
2 su bardağı sıvı yağ (kızartmak için)

HAZIRLANIŞI

Havucu ayıklayın, rendeleyin. Yağı tavada kızdırdıktan sonra pırasaları 3 dakika kavurun. Mantar, havuç, ıspanak ve baharatları ekleyip 4 dakika karıştırarak pişirin. Soğuduktan sonra rendelenmiş kaşar peynirini ve maydanozu da ilave edip karıştırın. Hamuru yaklaşım 2 mm kalınlığında açın. Hazırlanan içi aralıklı olarak hamurun yrısının üzerine koyun. diğer yarısını üzerlerine örtün ve çember kalıpla yuvarlaklar kesin. Yumurta sarılarını üzerlerine sürün. Buzdolabında 30 dakika kadar beklettikten sonra kızartın ve servis yapın.

Pırasa Köftesi

Pırasa Köftesi

MALZEMELER

2 kg pırasa
250 gr kıyma
2 yumurta
tuz
2 çay kaşığı karabiber

HAZIRLANIŞI

Pırasa çok ince doğranır ve çok iyi pişene dek haşlanır. Haşlandıktan sonra iyice sıkılır sulu kalmamasına dikkat edilir. İçine yumurta, kıyma, tuz, karabiber eklenir. İyice karıştırılır. Sonra elinizle ızgara köfte şekli verilir. Köftelerin tümü hazırlanınca diğer yerde 2 yumurta çırpılır. Köfteler tek tek önce yumurtaya sonra una bulanarak mısır özü yağında kızartılır sıcak servis yapılır.

Acılı tavuk ve pirinç

MALZEMELER

2 su bardağı haşlanmış pirinç
2 çorba kaşığı soya yağı
4 adet tavuk göğsü (temizlenmiş)
2 çorba kaşığı un
1 su bardağı kesilmiş kereviz
1/2 su bardağı kesilmiş soğan
1/4 su bardağı taze maydanoz
Yarım kilo taze domates (kabukları soyulmuş ve küp şeklinde doğranmış)
1/4 veya 1/2 çay kaşığı kırmızı biber
1 su bardağı domates sosu

HAZIRLANIŞI

Bir tencerede yağı kızdırıp tavuk göğüslerini kızartın. Etler pişince bir kenara alın. Ayrı bir tavada yağı kızdırıp unu esmerleşene kadar kavurun. Kereviz, soğan ve maydanozu ilave edip 15 dakika daha kavurun. İçine domates, biber, domates sosu ve kızarmış olan tavuk etlerini ilave edip 5-10 dakika kadar daha kavurun. Sıcak pilav üzerinde servis yapın.

Her servis 389 kalori, 32 gr. Protein, 11 gr. Yağ, 41 gr. Karbonhidrat, 4 gr. Lif, 73 miligram kolesterol ve 1039 miligram sodyum içerir.

Sos Vinigret

MALZEMELER

15 kişi

6 kahve fincanı zeytinyağı (300 gr.)
2 kahve fincanı sirke (100 gr)
1 çay kaşığı toz hardal
¼ çorba kaşığı tuz
1 tutam karabiber
2 çorba kaşığı ince kıyılmış kornişon veya salatalık turşusu
1 çorba kaşığı ince kıyılmış maydanoz
2 çorba kaşığı ince kıyılmış kırmızı dolma biber.

HAZIRLANIŞI

Bütün malzemeyi bir kapta karıştırınız. Arzu edildiği zaman kullanılabilir.

İspanyol Karidesi

MALZEMELER

1 kg karides
2 ince dilimlenmiş soğan
2 su bardağı bira
1 diş sarmısak
1 defne yaprağı
3 adet tane karabiber
2 adet kereviz yaprağı
2 çay kaşığı tuz
1/2 limon

HAZIRLANIŞI

Birayı geniş bir kaba boşalttıktan sonra sarımsak, soğan dilimleri, defne yaprağı, kereviz, biber ve tuzu ekleyin. Yaklaşık 10 dakika kaynatın. Limon ve karidesleri de katarak 12 dakika daha kaynatın. Ateşten alın, ılınmaya bırakın. Kabuklarını soyun ve iyice soğutun.

Karides Kokteyl

MALZEMELER

2 çorba kaşığı mayonez
1 çorba kaşığı ketçap
1 tatlı kaşığı konyak
1 tutam tuz
1 tutam karabiber
8 adet haşlanmış orta boy karides
1 dilim limon

HAZIRLANIŞI

2 çorba kaşığı mayonez ve 1 çorba kaşığı ketçabı bir kapta iyice karıştırın. 1 çorba kaşığı konyağı ekleyin. Bir tutam tuz ve karabiberle tatlandırın. 8 adet orta boy haşlanmış karidesi küçük küpler halinde kesin. Karışımın içine ekleyin. Limon dilimiyle ve karideslerle süsleyerek servis yapın.

İspanyol Omleti

MALZEMELER

4 adet patates
4 çorba kaşığı zeytin yağı
2 adet orta boy kuru soğan(yarım ay şeklinde doğranmış)
tuz
karabıber
4 adet yumurta
3 dal taze yeşil soganın sapları

HAZIRLANIŞI

Patateslerı yıkayıp kurulayıp soyun. İnce halkalar halinde doğrayın tencereye soğuk su doldurun, tuz ve patatesleri ilave edin. Su kaynadıktan sonra orta ateşte 5 dakika pişirin, zeytin yağını bir tavada kızdırın soğanları kavurup patatesleri ilave edin, patesler pembeleşinceye kadar orta ateste 5-6 dakika kavurmaya devam edin. Tuz ve karabiberi ekleyin ateşten alın, kavurma işlemini yaparken devamlı karıştırın. Karıştırma kabının içinde yumurtaları cırpın kavrulmuş patates ve soğanları yumurtalara katın. Tavanızı ateşe koyun, biraz kızdırın, patateslerı ve yumurtaları tavaya dökün. Omletin bu yüzünü 2-3 dakika pişirin daha sonra diğer yüzünü 2-3 dakika pişirin. Ateşten alın, omlet ılıdıkdan sonra dilimleyip taze yeşil soğanın sapları ile süsleyin.

Peynir Soslu Balık Izgara

MALZEMELER

1kg morina yada mersin balığı yada kılıç filetosu
ayçiçek yağı
peynir sosu
3 su bardağı rendelenmiş ekmek kırıntısı
peynir sosu için:
200 gr ince kesilmiş kaşar peyniri
2 çay kaşığı hardal
2 çay kaşığı acısız kırmızı biber
4 çay kaşığı acılı sos
1 su bardağı bira

HAZIRLANIŞI

Sos malzemelerini bir tencerede peynir eriyene kadar karıştırarak pişirin. Balık filetolarını küçük parçalara ayırın. Her iki tarafına da yağ sürün. Ekmek kırıntılarına bulayın. 15 dakika ızgarada pişirin. Peynir sosu ile birlikte servis yapın.

16 Temmuz 2009 Perşembe

Latin Pay

MALZEMELER

500 gr dana kuşbaşı
1 dilimlenmiş soğan
100 gr dilimlenmiş mantar
3 adet dilimlenmiş havuç
400 gr et suyu
baharat
5 adet patates
100 gr un
1/4 çay kaşığı kabartma tozu
biraz su
50 gr tereyağı ya da margarin

HAZIRLANIŞI

Soğanı, mantarı, havuçları, eti bir tencereye koyun. Et suyunu ve baharatı ekleyin. 1,5 saat orta ısıda bir fırında pişirin. Önceden soyulmuş ve dilimlenmiş patatesleri katın. 20 dakika daha pişirin. Diğer yanda unu, yağı, suyu ve kabartma tozunu karıştırarak hamurunu hazırlayın. Hamuru açarak güvecin ağzını kapatacak biçime getirin ve etli karışımın üstüne örtün, 40 dakika

12 Temmuz 2009 Pazar

OJE KULLANMANIN PÜF NOKTALARI

Yaz mevsiminde, cıvıl cıvıl kıyafetlerin tamamlayıcısı ojeler, uygun kullanım ve saklama şartlarında, sizlere istediğiniz güzelliği sağlayacaktır. Bu yazımızda, sizlere, oje kullanmanın püf noktalarından bahsetmek istiyoruz.
* Ojeniz katılaşmıs ise, asla asetonla inceltmeyin bu işlem ojenizin parlaklığını kaybetmesine yolaçacaktır.
* Sürdüğünüz ojenin tırnaklarınızda, daha çabuk kurumasını sağlamak içn, ellerinizi, bir kaç dakika buzlu suda bekletin.
* Sürdüğünüz ojenin parlaklığını ve dayanıklığını artırmak için, hergün üzerine oje koruyucu cila sürün.
* Oje seçerken dikkat etmeniz gereken noktalar; Koyu renkler, kısa ve köşeli tırnaklar için, açık ve pastel renkler ise, uzun ve oval tırnaklar için uygundur.
* Ojeyi saklayacağınız en ideal yer, buzdolabınızın kapak kısmıdır.

YAĞLI CİLTLER İÇİN İDEAL BAKIM

Yağlı cilt bakımında kullanılabilecek olan bu önerimiz için gerekli tek malzemiz, limon. Limonun, hem sağlık hem de güzellik açısından son derece faydalı olduğu, yüz yıllardır bilinen bir gerçek. Limonun cilt bakımı için, kullanım şekli şöyle.
* Sabah ve akşam, bir pamuğun üzerine, bir kaç damla limon damlatılır. Cilt bu pamuk ile silinir.
FAYDALARI ;
* Dezenfektan etkisi olduğundan, cildi mikroplardan arındırır ve sivilce oluşumunu önler,
* Ciltte var olan akne ve sivilcelerin temizlenmesini sağlar.
* Kırışık önleyici özelliği vardır.
* Cildin fazla yağını alarak, parlamasını önler.
* Cilte leke oluşumunu önlerken, var olan lekelerin, renginin açılmasını sağlar.
UYARI : Pamukla temizleme işlemi sırasında, çok fazla basınç uygulamak, ciltte, tarişlere sebep olur.

ELLER İÇİN PRATİK LOSYON

En çok kullanılan, en göz önünde olan, en çok yıpranan... ellerimizden bahsediyoruz. Bu kadar çok işe yarayan ellerimize gereken bakımı yeterince gösteremiyoruz. Onları hep ihmal ediyoruz. Aslında, son derece pratik yöntemlerle, ellerimizi hakettiği forma sokabiliriz. Doğal el maskemiz için ;

GEREKLİ MALZEMELER :
* Küçük 1 şişe gliserin,
* 1/2 fincan süt,
* 6-7 damla kolonya,
* 1/2 limon suyu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri karıştırın. Ağzı kapalı bir şişeye koyarak, 2-3 bekletin. Elde ettiğiniz karışımı ellerinize sürün. Ellerinizin harika olduğunu, ilk kullanımda fark edeceksiniz.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Ibrahim saraçoğlu sigara bırakma kürü

Sigara bıraktırma kürü için "Leontice leontopetalum" bitkisinin doğru türünün saplarını önermekteyim. Bu kür kibrit çöpü uzunluğunda kesilmiş 50 adet bitki saplarıdır. Canınız her sigara istediğinde, bitki çöplerinden bir tanesi ağıza alınarak ucundan 2-3 kırılarak çiğnenir. Çiğnemeye başladıktan sonra sigaraya olan içme isteği yok olur. Çiğnediğiniz 2-3 cm uzunluğundaki çöpü tükürebilir veya yutabilirsiniz. Her sigara içme isteği geldiğinde aynı şekilde çöpten 2-3 cm çiğnenerek küre devam edilir.

Veya karabaş bikisi de bu amaçla uygulanabilir.

Karabaş bitkisi ve sigara bıraktırma kürü

Karabaş bitkisi aktarlardan temin edilebilir. Raf ömrünün bir yılı geçmemiş olmasına dikkat etmek gerekir.

Kullanma şekli:
Kaynamakta olan bir su bardağı suya bir tatlı kaşığı dolusu ufalanmış karabaş bitkisinden ilave edilir ve dört dakika hafif ateşte kaynatılır. Daha sonra ılımaya bırakılır. Ilıdıktan sonra süzülür. Her sigara içme ihtiyacında bir kere gargara yapılır (ağız çalkalanır). Yutulursa da bir mahsuru yoktur. Sigara içme isteği hemen yok olur. Her sigara içme isteğinde gargara veya ağız çalkalanır. Bu şekilde hazırlanmış olan karabaş çayı, 24 saat boyunca bozulmadan durabilir. Her 24 saatte taze hazırlanması gerekir.

Eğer dışarda iseniz, ve sigara içme ihtiyacı duyduğunuzda karabaş bitkisinin sapından bir adet kibrit çöpü boyunda ağıza alınır ve çiğnenir. Çiğnenmeye başlar başlamaz sigara içme isteği ortadan kalkar. Çiğnenmiş saplarının yutulmasında bir sakınca yoktur.

5 Temmuz 2009 Pazar

ÇİNKONUN FAYDALARI

Çinko, yaşam için, önemli bir mineraldir. Pek çok faydası bulunan çinko mineralini eksikliği halinde, vücudumuz hastalıklara karşı savunmasız kalır. Tat ve koku duyularını zayıflar. Çocuklarda, cinko eksikligi gelişme ve büyüme bozukluğuna yol açabilir. Kırmızı et, karaciğer, yumurta, deniz ürünleri, fasulye, bezelye ve fındıkta çinko mevcuttur.

ÇİNKONUN FAYDALARI ;
* Çinko eksikliğinin, göz dışında beyin fonksiyonları, kan dolaşımı, solunum ve bağışıklık sistemlerini de etkilediği bilinmektedir.
* Cildi güzelleştirir, saçı parlatır.
* Tırnakları sertleştirir.
* Büyüme hormonun salgılanmasında rol oynar.
* Ergenliğin gelişmesi ve cinsiyet hormonlarının faaliyeti de çinkoya bağlıdır.
* Soguk algınlığı ve gribe karşı cok faydalıdır.
* Akneye karşı etkili bir mineraldir.Hücre yenilemesine yardımcı olduğu için cildi de güzelleştirir.
* Nörodermitisi ve uçukları hafifletir.
* Adet sancılarını hafifletir ve kısırlığa karşı da etkilidir.
* Amalgam gibi ağır metalleri vücuttan atar.
* Çinko minerali, kemik matrisinde önemli rol oynayan ve güçlü kemik yapısı için gerekli olan bir mineral.
* Günlük almanız gereken çinko miktarı ise ortalama 15 mg.

OSMANLI SARAY KADINLARININ GÜZELLİK SIRLARI

Kadınları, güzel görünme isteği, insanlığın her döneminde var olan bir istek. Eski çağlardan günümüze kadar gelen, pek çok güzellik formülü mevcut. bu yazımız, daha yakın tarihimizden, Osmanlı döneminden kadınların güzellik sırlarını içermekte.

* Saraydakilerin bir numaralı güzellik sırrı, temizlikti. Hamam kültürü, bu sebeple gelişmiş. Banyoda, mutlaka keselenirlerdi ve keselenmek de en doğal peeling'dir. Cilde gençlik ve güzellik kazandırır.
* Temizlikte, sabun en önemli ürün. Bu sebeple, çok büyük bir sabun sektörü vardı. Saraya da, en kaliteli sabunlar gelirdi ve bunlara eritilip, kullanacak kişinin zevkine göre gül veya meyve şekilleri verilirdi. Saraylıların sabunları, mutlaka kokulu olurdu.
* Saçlar, sabunla yıkandığı zaman sertleşir. Bunun için yumuşatıcı olarak hatmi ve ebegümeci kullanılırdır. Bu bitkileri kaynatınca kıvamlı bir su oluşur. İşte o kıvamlı su, bugünkü saç kremlerinden daha etkili bir yumuşatma gücüne sahiptir.. Saraya kilolarca kurutulmuş hatmi ve ebegümeci gelirdi.
* Saç ve cilt bakımında, kil, en çok kullanılan malzemedir. Kildanlıkların içine, önce kili sonra da suyu koyarlar, Kil aşağıya çökünce, üstündeki suyu kullanırlardı. Bu suyun yumuşatıcı ve saçı-deriyi besleyici özelliği vardır.
* Cilt bakımında, yağları çok kullanılan malzemelrdir. Çünkü keselenip, ölü deriyi attıktan sonra dışarı çıkılırsa cilt çabuk kırışır. Bu yüzden, banyodan sonra, ince bir tabaka, yağ cilde sürülürdü. Böylelikle dış etkenlerden korunurdu.
* El, ayak ve tırnak bakımı da çok önemli bir konudur. Bunun için, susam veya zeytinyağı çok kullanılan ürünlerdir. Ama, bunlar bitkilerle birlikte kullanırır. Özellikle, gül yağı tercih edilir. Bu da ; kokulu gül yaprakları zeytinyağı ya da susam yağı içinde bekletilip, süzüldükten sonra elde edilir. cilt için çok faydalıdır.
* Osmanlı saraylarında, tonlarca gül suyu kullanılıyordu. Çünkü, gül suyu yüzü temizler, cildi nemlendirir, kırışıklıkları giderir. Hafif ve huzur veren bir kokusu vardır. Cilt hastalıklarına ve yaralara iyi gelir. Hatta Osmanlı gül yağını ruh hastalıklarının tedavisinde kullanmış. Gül macunu ve şerbeti hazımsızlığa iyi gelir. Bu şerbet, bal ve gül suyu karıştırılarak elde edilirdi.
* Osmanlı sarayında, kokular çok önemlidir. Hatta hekimler kokuyla tedavi bile yapıyor. Değişik kokuların, insanları ruhen ve bedenen nasıl tedavi edeceğini çok iyi bilirlerdi.Alkolsüz, Çok güzel parfümler elde ederler. Özellikle, baharda buhur günleri yaparlardı. Sabahlara kadar kazanlar kaynar, güzel kokular elde edilirdi. ,Saray en çok misk ve amber kokardı. Buradan da anlaşılacağı gibi, günümüzdeki aromaterapi Osmanlı zamanında uygulanan bir yöntemmiş.
* En önemli güzellik sırlarından biri de limondu. El ve yüzleri için beyazlatıcı olarak kullanılırdı. Limon antiseptiktir ve içinde şeker vardır, yüzü besler, gerginleştirir ve yaraları iyileştirir.
* Osmanlıda, çok önemli iki estetik kaygı vardı. Ciltlerinin beyaz, saçlarının siyah olması makbuldü. Açık renk saç sevilmiyordu. Beyaz ten ise güzellik demekti. Güzellik ve genç kalmak için yemelerine çok dikkat ederlerdi. Zaten kesinlikle çok yemezlerdi. Özellikle ilkbaharda çok az yenilir, yenilenler de bağırsakları ve kanı temizleyecek sebzeler olurdu. Mesela kiraz kanı temizlediği için çok yeniyordu. İlkbaharda müshil ya da tuzlalardaki tuzlu sular içilerek bağırsaklar temizleniyordu.
* Osamanlı kadınların, güzellik sırları aslında pek çoğumuzun bildiği, ama ya vakitsizlikten, ya da cesaretsizlikten uygulanamayan yöntemler. Zararın neresenden dönülürse kardır diyelim ve doğal bakım yapmaya başlayalım.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Doğal diş macunu yapımı

NANELİ DİŞ MACUNU


Malzemeler:

6 çay kaşığı karbonat
1/3 çay kaşığı tuz
4 çay kaşığı gliserin
15 damla nane esansı

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri karıştırıp çalkalayın. Diş macunu kıvamına geldiğinde ağzı kapalı bir kapta saklayın. Verdiği ferahlık hissinden çok memnun kalacaksınız.

3 Temmuz 2009 Cuma

KABUKLARDAN GELEN ŞİFA

Meyvelerin şifasını ve faydalarını, artık biliyoruz. Bu da, daha bilinçli bir beslenme için, ilk adımlardan bir tanesi. Mevler kadar, bazı meyve kabukları da şifa dağıtıyor. Yapılan araştırmalar sonucunda, faydalı olan bazı meyve kabukları için bir yazı hazırladık. Amerika'daki beslenme uzmanları ve araştırmacılar el ele verip kabuklardaki şifayı ortaya çıkarmış...

PORTAKAL : Haftada 1 çay kaşığı portakal kabuğu ymeke, cilt kanseri riskini %30 azaltıyor. Salataların içerisinde rahatlıkla kullanılabilir.
ELMA : Elmanın kabuğu, içerisindeki beyaz kısma göre %87 daha fazla, kanser önleyici içeriğe sahip.
PATLICAN : Patlıcandan bir şerit sıyırdığınızda 300 miligram nasunin elde ediliyor. Yanı sıra 200 miligram kas kramplarını engelleme özelliğine sahip potasyum, 13 miligram bağışıklığı güçlendirici magnezyum da gizli patlıcanın kabuğunda.
SALATALIK : Tamamına yakını, kalorisiz olan salatalığın kabuğu, bol miktarda silis içeriyor. Bu da, deriyi dolggunlaştıran kolojen anlamına geliyor. Silis için önerilen, belirli bir doz yok. Ama günde 5 miligram yeterli olarak kabul ediliyor. Yani, kabuklu yenecek 1 adet salatalık, 5 mg lık ihtiyacı karşılayacaktır.

Kiraz sapinin faydalari nelerdir.

Kirazın, B ve C vitaminleri açısından zengin olduğu, bildirildi.

Kirazın, B ve C vitaminleri açısından zengin olduğu, antioksidan etkisiyle bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kanı sulandırdığı, kaynatılan sapının ise idrar söktürücü özelliği bulunduğu bildirildi…

Kirazın meyve ve sapının ayrı ayrı yararlı olduğunu belirten Çukurova Üniversitesi Diyetisyeni Özgen Arı, ‘’B ve C vitaminleri ile magnezyum ve kalsiyum açısından zengin olan meyvesi, bu vitaminler ve antioksidan etkisiyle soğuk algınlığına iyi geliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tüm kanser türlerine karşı direnç sağlıyor. Ayrıca kanı sulandırıcı etkisi var’’ dedi.

DAMARLARI KORUYOR

Kirazın sapının kurutulduktan sonra kaynatılmasıyla elde edilen çayın da içildiğini ifade eden Arı, şu bilgileri verdi: “30 gram kiraz sapını 1 litre suda 10 dakika kaynatarak hazırlanabilecek bu çayın, yani idrar söktürücü ve bağırsak düzenleyici özelliği bulunuyor. Böbrekleri çalıştırarak, ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Böylece romatizma ve gut hastalıkları, eklem kireçlenmesi ve damar sertliğine karşı olumlu etki yapıyor.’’

UYGUN DOZ ÖNEMLİ

Bitkilerin ilaçların ham maddesi olduğuna dikkati çeken Arı, “Bu nedenle her meyve ve bitki ile bunlardan yapılan çay gibi ürünlerin, ilaçlarda olduğu gibi uygun dozlarda tüketilmesi gerekli. Aksi halde fayda yerine zarar getirebilir. Kirazı ve çayını da böbrek hastalarının dikkatli tüketmesi önemlidir.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Saba tumer ahmet maranki



Katıldığı televizyon kanallarında reyting rekorları kıran, kitapları milyonlarca satan, konferanslarında çok büyük kalabalıklara hitap eden dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Ahmet Maranki, yoğun istek üzerine Haber Türk TV'de yayınlanan "Saba Tümer'le Bu Gece" programının yeniden konuğu.

Haber Türk TV'de 1 Temmuz Çarşamba gecesi 23.00'da, Bodrum'dan canlı yayınlanacak olan "Saba Tümer'le Bu Gece" programını izlemeye davet ediyoruz...







HTML clipboard

Bu sitenin Sayın Ahmet Maranki’nin resmi sitesi değildir. Herhangi bir organik bağı yoktur.

Ahmet Maranki’nin Resmi web sitesi www.maranki.com 'dur.

Ahmet Maranki'ye Sorularınız için info@maranki.com 'a iletebilirsiniz.





Saba tumer Ahmet maranki

Katıldığı televizyon kanallarında reyting rekorları kıran, kitapları milyonlarca satan, konferanslarında çok büyük kalabalıklara hitap eden dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Ahmet Maranki, yoğun istek üzerine Haber Türk TV'de yayınlanan "Saba Tümer'le Bu Gece" programının yeniden konuğu...

ÜNLÜLERDEN DOĞAL GÜZELLİK SIRLARI

Doğal güzellik maskelerini, sade vatandaşların yanısıra, ünlü vatandaşlarımız da kullanmakta. Zaten, en çok merak edilen konularda birisi, ünlü hanımların güzellik sırları. Bu yazımızda, bazı ünlü simaların, kullanmış olduğu, doğal güzellik formüllerinden bahsetmek istiyoruz.

PINAR ALTUĞ: Güzel kirpiklerini, badem yağına borçlu... Ünlü oyuncu ve sunucu Pınar Altuğ geceleri yatağa girmeden önce kirpiklerine badem yağı sürüyor. Ayrıca cildinin tazeliğini korumak için de gül suyu ile siliyor ve salatalık kabuklarından maske yapıyor. Altuğ'un bir diğer sırrı ise cilt dengesini korumak için bol bol su içmesi.
AYDAN ŞENER : Aydan hanımın cilt güzelliği, hepimiz tarafından ilinen bir gerçek. Aydan hanım, cildi için, maydonoz toniği kullanmakta. Mecbur kalmadıkça yüzüne makyaj yapmadığını söyleyen Aydan Şener her zaman için doğal yöntemlerle güzelleşmekten yana. Dönem dönem cildine çeşitli maskeler uygulayan Şener'in son tercihi ise meydanozlu cilt maskesi. Sanatçı maydanozu kaynatıp suyunu tonik olarak yüzüne sürüyor.
DENİZ SEKİ : Deniz Seki cildinin güzelliğini korumak ve tahriş olmasını önlemek için. haftada bir özel birmaske uyguluyor. İçmiş olduğu kahvenin, telvesini dökmeyen ve yüzüne maske olarak uygulayan, Deniz sekini önerisi, oldukça etkili görünüyor. Kahvedeki kafeinin gözenekleri açtığını ve cildi beslediğini vurgulayan Seki, böylece pürüzsüz bir cilt görünümüne kavuştuğunu söyledi.
ŞEBNEM SHHAEFER : Bu ünlü makenimiz, cilt güzelliğini, üzüm çekirdeği ve yoğurda borçlu.
Ünlü manken her sabah, bir çay kaşığı yoğurt ve bir çay kaşığı çekilmiş üzüm çekirdeğini karıştırıp yüzüne sürüyor.
SERAY SEVER : Yumurta,bal ve zeytin yağı ile cilt bakımı yapan Seray Severin maske tarifi şöyle.1 yumurtanın sarısını, hakiki bal, hakiki zeytinyağı ile karıştırıp yüzüne sürüyor. Sever, bazen zeytinyağının yerine badem yağıda kullanıyor.